29 Aralık 2018 Cumartesi

EV


Bu eve 2012 yılının ağustos ayında taşınmıştık. Kedimize ait, banka ipotekli evimizi büyük erkek kardeşime satmıştık. Buraya geliş sebebimiz benim çalışıyor olmamdı. Cemo ise, yeni işe girmiş ve taşeron firmada çalışıyordu.
İşten ayrılmam konusunda ısrar etmişti. Kızım ilkokula başlayacaktı. Bu yaşına kadar babaannesinde kalmıştı. Aslında bizde babaannesiyle yaşıyorduk ama Cemo’nun abisinin boşanmasıyla birlikte abisi annesinin yanına taşınmıştı. Bizde hafta içi bir gün kayınvalideme geliyor, hafta sonları da yani Cumartesi akşamları kızımı alıp evimize gidiyorduk. Pazar akşamları dönüyor, kayınvalidemde kalıyorduk.
Bu arada büyük erkek kardeşim ve küçük erkek kardeşimde bize geliyor hafta sonlarını beraber geçiriyorduk. Küçük erkek kardeşim artık benim yanımda kalmaya başladığında ise çoğu zaman kızımı alma görevini ona veriyorduk.
Kayınvalidemin evi benim işyerime yakın, evim küçük erkek kardeşimin okuluna yakındı. cemo artık kızım okula başlayacağı için işten ayrılmamın iyi olacağını düşünüyordu. Birçok araştırma yapmıştım. Okulları, anaokullarını kreşleri araştırdım. O dönem özel bir anaokuluna göndermekte, ben çalışmadan okula göndermekte bana cazip gelmiyordu.
Bendeki bu kararsızlığı görünce herhalde, Örtger ve Gacet bir adım atmaya karar verdiler. Maaşıma zam yaptılar. Böylelikle Cemo taşeronda çalıştığı için daha fazla kazanmaya başlamıştım. İşi bırakmaktan zaten korkuyordum.
Cemoya maaşımın arttığını ve işi bırakmak istemediğimi söyledim. Bu arada kayınvalidemin 30 yıllık kapı komşusu evi yan komşusuna satmış aynı semtten başka bir ev almıştı.
Bunun bir fırsat olduğunu ve kiraya gidersek bir süre deneyebileceğimizi ve evi satmanın gerekmediğini söyledim. Ama Cemo bir türlü ikna olmadı, ev satılmazsa hem kredi hem kira karşılamakta sıkıntı çekeceğimizi düşünüyordu.
İlan verdik ama bir türlü evi satamadık. Çünkü Cemo evin satılması için durmadan beni sıkıştırıyor. Diğer evi ancak o zaman kiralayabileceğimizi söylüyordu. Evi kiralamaya çalışan ev sahibi ise acele ediyordu.
Ev alma niyeti olan büyük erkek kardeşim ise evi almak istiyordu. Fakat istediğimiz fiyatın çok aşağısında bir fiyat veriyordu. Biz evi neredeyse aldığımız fiyata satacak, beş yıl boyunca, bankaya ödediğimiz para boşuna gidecekti.
Bir gece uzun pazarlıklar sonucu evi büyük erkek kardeşime satmaya niyetlendik. Büyük erkek kardeşime göre, böylelikle; küçük erkek kardeşimin de düzeni bozulmayacaktı.
Ve kayınvalidemin yan komşusu olmak için ilk adımı attık.
Taşınma firmasını ayarladım. Evi satmak için birini buldum. Ama Cemo bu ev küçük olmaz diyordu. Olurdu. Neden olmasın dı? Kızıma bakan kişi ile kapı komşusu, okulu ile aramızda 100 metre vardı. Bundan daha iyi ne olabilirdi?
Tüm ayarlamaları yaptım ve nihayet bu iki odalı, sergen mutfaklı, doğalgaz sobalı 70 m2 eve taşındık.
Yatak odası hava boşluğuna bakan, mutfağı neredeyse yetmişlerden kalma olan bu eve yerleştik. 120 m2lik dairede birçok eşyayı bırakarak bu eve geldim. Eşyam çok, ev küçük ve nasıl yerleşeceğimi bilmiyordum.
En çok sevdiğim yanı salon köşesinde özel yapım bir kitaplığı olmasıydı. Bir de evler birbirinin içine bakan, mutfak iki kişinin sığabileceği gibi olsaydı!
Benden önce, neredeyse otuz yıl bu evin sahibi olan kişi bu evde üç kız çocuğu büyütmüştü. Ve üçü de hayatta önemli mevkilere gelmiş insanlardı.
Ben neden yapamayacaktım ki, benim neyim eksikti? Evdeki sorunlardan bahsetmek istediğimde hep aklıma bu geliyordu. Yani yıllarca başkası idare edebildiyse bende edebilirdim.
Ama olmuyordu. Hayatımız saçma sapan bir hal alıyordu. Cemo sürekli şikâyet ediyordu. Yeni ev sahibimiz ise bu evi oğlu için almıştı. Yeni bir mutfak yaptırmak eve kombi döşetmek konusunda pek istekli değildi.
Belki sorun çıkarmazdı ama Cemoya göre biz sorun çıkarmamalıydık. Bu yüzden yıllarca bu evde hem şikâyet edip hem yaşadık.
Ve 5 yıl sonra bu kapıdan kucağımda ikinci bebeğim ile giriyordum. Hem şikâyet ettiğim hemde yaşamakta zorlandığım bu eve ikinci bebeğimi dünyaya getirmiştim. Bebeğim prematüre ben ise halsiz ve bitkindim.

Hiç yorum yok: