HASTAHANE
403 numaralı oda; içinde banyosu, tuvaleti, dolabı
televizyonu ve tek kişilik gri dinlenme koltuğu vardı. Yatağıma uzandığımda
koltuk sağımda kalıyordu. Sağımdaki uzun camdan park görülüyordu. Manzaram hiç
fena değildi.
Sabah işe gidenler, spor yapmaya gelen kadınlar, hayvanlarıyla
yürüyüş yapan insanlar görülüyordu. Henüz yatağımdan kalkamıyordum. Tuvalet ihtiyacım
sonda ile karşılıyordum.
Sabah 10 da doğumdan çıkmış ve odaya geçirilmiştim. Hemşire arkadaşım
izin almış yanıma gelmişti. Pijamalarımla yataktaydım. Öğleden sonra Cemo eve
gitti. Kızım okuldaydı ve evde yapılması gereken işler vardı. Henüz kimse doğum
yaptığımı bilmiyordu.
Annem yoldaydı gece İstanbul da olacaktı. Arkadaşım Paki
gece yarısına kadar yanımda kalacak, Cemo’nun ablası gece yarısından sonra
nöbeti alacaktı. Annem eve gidecek, dinlenip ertesi günü yanıma gelecekti.
Bebeğim aynı hastanenin 5. Katında yeni doğan yoğun
bakımındaydı. Aynı gün akşam üzeri sondayı çıkardılar. Kolumda serum takılıydı.
Ağrı kesici uyguladılar. Bazen uyanıyor bazen ise gözlerimi açamıyordum.
Günde dört kez antibiyotik uyguluyorlardı. Vücudumdaki enfeksiyon
doğuma neden olmuştu. Ama bu enfeksiyonu yükselten neydi bilmiyordum.
O gece; Cemo’nun ablası gelmiş, arkadaşım gitmişti.Tüm gece
cemoyu ne kadar sevdiğimden, geçmiş konulardan bahsetmiştim. Bazen kendimden
geçiyordum, uyandığımda; yaşadıklarımızın bittiğinin bundan sonra her şeyin daha
iyi olacağından bahsediyordum. Tüm gece sürekli konuştum.
Ertesi sabah annem geldi. Onu gördüğümde rahatlamıştım. Sarılmadık.
Gözlerindeki endişe ve korku beni rahatsız etmişti. Bana birkaç eşya
getirmişti. Güçlü olmaya çalışıyordum ve sürekli su içmek istiyordum.
Bebeğim için bir an önce süt sağmam gerekiyordu. Akciğer yetmezliği
vardı, antibiyotik tedavisi başlanmıştı. Mama içiyordu. Büyük ihtimalle
durumuna göre doğum kilosuna yaklaştığında ve rahat nefes alabildiğinde yanımda
olacaktı.
İkinci gün süt sağmaya başladım. Lanet olası kolostum sütü
sadece 1 cc çıkmıştı. Akşam saat dokuz gibi kendi başıma yukarıya çıkıp
görevlilere sütü vermek istedim. Hemen getirmem gerekmiyordu. Dolapta 24 saat kalabilirdi.
Olsun siz taze taze verin benim için getirmek sorun değil, yeter ki toparlasın
dediğimde, benim için değil orada çalışanlar için sıkıntı olabileceğini
öğrendim.
‘1cc sütü ağzına ilaç niyetine verin bir şey olmaz.’ dedim. Bebeğimi
yeşil sargılı halinden sonra hiç görmemiştim. Durmadan anne sütümün gelmesi
için uğraşıyordum. Bir yandan ise; antibiyotik tedavisi alıyordum. Aldığım tedaviden
sonra kendimden geçiyordum.
İki çeşit antibiyotik veriyorlardı 6 saat arayla serum
takılıyordu. Damar yolum çok sıkıntılı, uğraşan hemşire çok deneyimsizdi. Her seferinde
kolum şişiyor ve yenisi açılmak zorunda kalıyordu.
Anneme göre hep dönüm noktalarına denk gelen bir hayatım vardı.
Dört gün dönümünden biri olan yılın en uzun gününün ertesi günü doğmuştum. Kızım
yılın en uzun gecesinden bir gün önce doğmuştu. Şimdi ise ikinci bebeğim, gün
dönümünün ertesi günü doğmuştu.
Artık damar yolum iyice kötüleşmişti. Durmadan süt sağıyor
yukarıya götürüyordum. Zaman gözetmiyordum. Sütün dolapta kalması anlamsızdı. Zaten
az olan süt pek tabi bebeğimin ağzına her saat de verilebilirdi. Yalnızdım. Kimseyi
beklemiyordum. Telefonlar hiç susmuyordu. Köy ahalisinden ve akrabalarımdan
hemen hepsi aramıştı. Konuşacak halim yoktu. Sonra birkaç arkadaşıma haber
verdiğimi hatırlıyorum. Kızım eve gelmiş babası kardeşi olduğunu söylemişti. Ama
o hiç kimseye söylememişti.
Öğretmeni ve birkaç arkadaşım öğrendiğinde ben üç gündür hastanedeydim.
Telefonla konuşmak çok bunaltıcı geliyordu. Yanımda olmasını istediğim arkadaşlarım
vardı.
Simone duyar duymaz gelen hemşire bir arkadaş uzun süre
yanımda kalmış benimle sohbet etmişti. Bir tedavi öncesi hemşirenin damar yolu
bulamayışına nazik bir dille uyararak ben yapabilirim deyip damar yolumu uzunca
bir süre kullanabileceğimi düşünerek sağ bileğimin iç kısmından açmıştı.
Deneyimli bir yoğun bakım hemşiresi ayrıca memleketlimdi.’ Püskül
canın yanmıyor mu, nasıl izin veriyorsun? Bunun bir yolunu bulsunlar anestezi
uzmanı falan getirsinler. ‘dediğinde zaten çıkacağım gerginlik yaratırsam
hemsire daha deneyimsiz olmaz mı? Dediğimi hatırlıyorum.
O gittiğinde karşımda vakur duruşuyla Nesli duruyordu. Nesliyi
görmek beni inanılmaz mutlu etmişti. Tüm moralim yerine gelmişti. Her zamanki
gibi içten ve komik sohbetiyle odamı şenlendirmişti. Annem olamasaydı, omzuna
yaslanıp ağlayıp anlatacaktım. yav püskül ulan insan fasulyeyi büyütmeden
doğurur mu acelen neydi deyip beni gırgıra aldığında;Her şeyi hissediyorum
geçecek merak etme diyordu aslında!
O gittiğinde, kapıda dr. Gacet ve arkadaşı Ann belirdi. Elinde
kocaman beyaz bir orkide vardı. Gacet bebeğim Hakkında bilgi almıştı. Süreç hakkında
bana da bilgi verdi. Biraz konuştuk. Onun ardından Dr. Örtger , Carlos ve Meki geldiler.
Odam kalabalık olmuştu. Onları görmekte moralimin düzelmesine yardımcı olmuştu.
Onlardan sonra kimse gelmedi. Janjanlı oda süslemesi ve
doğum hazırlığı bekleyenler gelmemişti. İnsanın en ihtiyacı olduğu zamanlar bu günlerdi.insan en zor zamanında bekliyor aslında sevdiklerini. Bir kere yüzünü görmek yeterdi insana…
Artık bebeğim ve ben aynı hastanede yatıyorduk ve henüz onu
görmemiştim.3. gün bebeğimi göreceğimi
söylediler. Kanımdaki enfeksiyon değeri 900 den 250 ye düşmüştü. Tedavim devam
ediyordu.
3. Gün öğleden sonra onu göğsüme verdiler. Ufacıktı çekik
gözleri vardı uyuyordu. Kapının karşısındaki kuvözde yatıyordu.
Ayaklarını göğüslerimin arasına soktum elleri ve kafası
burnundaki hortumla beraber boynumun altında kalmıştı. Ufacık elleri mosmordu. Ayakları
da öyle… Bunu yaşamak bir dakika bile sürmedi. Cemo yanımdaydı ve çok
heyecanlıydı.
Ertesi gün sabah vizitin de asistan şefine benim enfeksiyon
değerimin düşme eğiliminde olduğunun ve taburcu olabileceğimi söylediklerinde;
şef ben bunu göze alamam istersen sen tabucu edebilirsin demişti. Cuma günü
olduğu için taburcu işlemim pazartesiye kalmıştı. Hafta sonu enfeksiyon değerim
tekrar yükselmeseydi ve enfeksiyon hastalıkları uzmanı tekrar değerlendirmeseydi.
Pazartesi taburcu olabilirdim.
Ama bebeğimle de bebeğimsiz de evde ne yapacağım hakkında hiçbir
fikrim yoktu.
Pazartesi günün bebeğim ile uyum odasında kalacağımı
söylediler. Ama almakta olduğum bir tedavi olduğu için nasıl olacağı konusunda
kararsız kalındı. Bu arada artık damar yolum birçok kez denenmiş ama her
seferinde sorun çıkartır hale gelmişti. Hemşireye ayağımdan damar yolu açmasını
teklif ettiğimde şaşırmıştı. Ayağımdaki damar yolu beni üç gün idare etmişti.
Uyum odasında bebeğimle kalacağım, tedavi için odama
ineceğim tedavi sırasında annemin bebeğimle kalacağı günler başlamıştı. Eğer uyum
odasında bebeğime iyi bakabilirsem , taburcu
olacaktı.
1 yorum:
sevgili bayan püskül;bir solukta tüm samimiyetini hissederek okudum yazdıklarını ve çok sevdim.devamını merakla bekliyorum.Ann
Yorum Gönder