Kendi hakkımda bildiğim hiç bir şeydir. Bir şey biliyorsam eğer merakımdır. Mısırlılar takvimi bulmasaydı, tarih ve zaman diye bir kavramda olmasaydı, doğumumda, numerelojik sıralara konmuş bir zaman diliminde adlandırılmamış olacaktı.
Ama takvim bulunduğuna, mevsimlere bölünüp aylar ve günler olarak ayrıldığına göre ; yaz mevsiminin başlangıcı olan ay'ın , ortasından yedi gün fazla bir günde sabahın köründe uyanıp beni doğuran annemin uykusunu kaçırmış biriyim…
İlkokul öğretmenim benim sözelde daha başarılı olacağımı söylemişti ama bunun benim hiçbir konuda başarılı olamayacağımı düşün(meye)erek mi söylediğini hiçbir zaman bilemeyeceğim.
Eninde de sonunda da okumadım. Hani çok kitap okudum da bu sistemin istediği ve işlediği bir baltaya sap olamadım.
Kirpiklerinin uzunluğunu lohusa halimde fark ettiğim adamla evlenip, İstanbul’un göbeğine adım attım. Birde üstüne çalışan anne oldum.
Pardonlarımdan Gacet tarafından keşfedilip , İstanbul’un göbek deliğine , neredeyse dünyanın bütün insanlarının , bir şekilde göç yolu olarak gördüğü bir semt de bulunan bir klinikte her işe maydanoz bir Püsküllü olarak çalışıyorum.
Şimdi çok özlediğim, zamanında kıymetini bilmediğimi düşünüp, ayrıldığım memleketime bir gün dönme hayali ile yaşıyorum
Aklıma gelen , yazmak istediğim , yazıpta rahatlamak istediğim zamanlarda Bayan Püskül oluyorum .Yazıyorum , yazıyorum , yazıyorum….
.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder