18 Aralık 2018 Salı

BEBEĞİM HASTANEDE



-Neredeyim?
- Biraz burada kalacaksınız. 
      -Üşüyorum. Ayaklarım üşüyor.
-……………….
- Teşekkür ederim. Bebeğimin nerede olduğunu biliyor musunuz?
- Bilmiyorum.
-Ayağa kalkmak istiyorum, üşüyorum, normal mi?
-Biraz daha burada kalacaksınız.
Bomboş oda, duvarları temiz, kısa saçlı gözlüklü bayan masada oturuyor. Az önce sedye ile yeşil örtüler üzerimde, ameliyathaneden çıkarıldım. Sanırım bu oda gözlem odası? Neyi bekliyorum? Kim gelecek? Neden bekliyorum? Kısa saçlı bayan bilgisayarda bir şeyler yapıyor. Gözlüklerinin camından sosyal medya da gezindiğini görüyorum.
Bende klinikte otururken hastalara böylemi yapıyordum? Yanında olmuyor muydum? Acılarına dokunamıyor, sorunlarını çözemiyor muydum?
Bir daha hiç kimseye böyle davranmayacağım.Ya ne istiyorsun kadından? Sakin ol.
Birkaç kişi geldi bir kadın iki erkek. Beni götürüyorlar.
             -Nereye gidiyoruz?
            -…………….
            -Bebeğim nasıl biliyor musunuz?
            -Bilmiyorum.
            -Teşekkür ederim.
-Sizi odanıza götürüyoruz.
Mesai şartları, hastaların ameliyathaneden alınıp odalarına götürürken zorlandıklarından ve sedyeden yatağa geçirirken zorlandıklarından bahsediyor; peltek konuşan başörtülü kadın.
Diğeri taşeron şartları değiştiğinde her şeyin daha iyi olacağını söylüyor. Kadro gelecek, işten çıkarılma korkusu bitecek, maaş ve imkânlar düzelecek…
O dönem yıllardır taşerona kadro verileceği söylentileri her zaman olduğu gibi, 2015 Kasım ülke geneli seçimlerinde vaat edilmişti. Neredeyse tüm partiler aynı vaadi sunmuştu. İktidar partisi; yıllarca muhalefet ettiği parti dışında bambaşka bir muhalefet partisinin yükselen oyları karşısında şaşkındı.
Ülkenin doğusu mor, batı kıyıları ege ve Marmara kırmızı ve kalan her yeri sarıydı. Yüzde kırk dokuz gibi yüksek bir seçim sonu vardı.
Vaatler yerine getirilecek diye medya; topluma haberi sunuyordu.
Bütün heyecanıyla ülke genelinde birçok taşeron işçi bu haberle seviniyordu. Naspındı? Artık her yıl tazminat nedeniyle işten girdi çıktı yapan, her an yerine bilmem kimin akrabasını yerine koyabilen taşeron firma yandaşları artık üzerlerinden ellerini çekecekti.
Yine hak vermek için oy toplamayı bilen siyasiler. Hakların sizin olması için ellerinden geleni yapmaya çalışıyordu ya, daha ne!
Yatağıma geçirdiler.
-          Telefonunuzdan eşimi arayabilir miyim?
-          Maalesef telefon vermemiz yasak.
Yalan !!!
-          Biraz sonra gelir merak etmeyin.
-          Benim giyinmeme yardımcı olabilir misiniz?
-          Tabi
-          Eşimi arasak kıyafetlerimi getirse?
-          Biraz dinlenin, eşiniz geldiğinde hallederiz.
-          Tamam, teşekkür ederim.
Cemal geldi. Yüzü sapsarı, elinde montum ayakkabılarım, perişan. Galiba buraya çıkarken de görmüştüm, bir şeyler söylemişti.
-          Nasılsın
-          Çok iyiyim, ne oldu, bebeğimiz nerede?
-          Yukarda, gösterdiler. Kıpkırmızı.
-          Off çok şükür burada, kalacak. Beni giydirir misin?
-          Yoğun bakımda şuan, nasıl olacak bilmiyorum. Bir şeyler istediler aldım. Eve gittim bütün eski raporları getirdim. Sana pijama getirdim.
 Cemo iyi değil tansiyonu düştü beni görmeye dayanamadı. Sabahtan beri yaşadığımız stresle yorulmuştu. Annemi aramıştı ilk otobüsle geliyordu. Ablasını da aramıştı. Beni giydiremeyecekti çünkü bayılmak üzereydi.
  Göğüs hastalıkları hastanesi yakındı ve öğle saati yaklaşıyordu. Peltek konuşan kadın bir daha uğramadı. Hemşire arkadaşı aramak aklıma geldi. Aradım durumu anlattım öğle yemeği saatinde yanıma gelip beni giydirip giydiremeyeceğini sordum. Gelirim dediğinde içim rahatlamıştı.
 Ayağa kalkmakta zorlanıyordum. Cemo ne vardı biraz daha cesur olsaydı? Neyse ki erken doğum olup olmayacağını bilmeden bu arkadaşa hem bu hastane hem de doğumda yaşayacaklarım hakkında konuşmuştuk. O da oraya gelirsen beni mutlaka ara demişti. Doğum için kendi elleriyle loğusa tacı yapmıştı, hediye etmişti.
 Kader … Hayat; siz planlar yaparken başınıza gelenlerdi.
Paki geldi. İhtiyaçlarımı halletti, üstümü giydirdi, Bana içecek bir şeyler getirmişti. Gece on ikiye kadar yanımda kaldı. Annem gelmişti ama eve gönderdim idare edecektim. On ikiden sonra Cemo’nun ablası yanımda kalacaktı.
 Bebeğim yeni doğan yoğun bakımda, aynı hastanedeydi.

Hiç yorum yok: