24 Aralık 2019 Salı

RÜYALAR


Rüyalar görüyordum. Kimsenin anlamayacağı içimi acıtan rüyalar. Babamın jandarmalar eşliğinde gidişini(görmediğim halde), ninemle ekmek yaptığımız fırın yerini, kuyunun başında yemek yiyip, geceyi geçirdiğimiz sıcak yaz gecelerini, babamın yanakları kan içinde alkollü olduğu o geceyi, kalp krizi geçirdiğinde yaptığımız o uzun hastane yolculuğunu…
Dedemin rahatsızlığında lohusa halimle hastaneye gidip,  görüntüleme sonuçları aldığım,  karlı Ocak gününü, büyük erkek kardeşimin şaşı gözlerini, kardeşimin boynunu büktüğü o düğün günümü, Cemalin evi terk ettiğini, tabakları kırdığımız o kavga sabahını durmadan bilinçaltımı karıştırıyordum.
Örtger’in babama benzeyen yanaklarını, ellerini, Gacet’in kapının arkasında sessizce kaldığı o günleri, telefonunu kurcaladığımı sandığı yeni işe başladığım dönemleri, dedemin yatakta yemek yiyemediği kilo verdiği sessizliğe gömüldüğü günleri, anneannemin evindeki zambakları, yazarlık kursu hocamın kel olan halini saçlı görüyordum.
Bazen bittiğini zannedip, tekrar uyuyor ve kaldığım yerden bu işkencenin devam ettiğini görüyordum gözlerimi açamıyordum. Uyanamıyordum.
Ruhum, bedenime resmen işkence ediyordu…
Bir gece kalbimde aslen vicdanımda çok derin bir acıyla uyandım. Nenem zihnimdeydi… Eski halleri, şu anki yatalak haliyle zihnimde canlanıyordu. Yüreğime bir taş vurulmuş gibi acıyordu. uyanmıştım ama acım devam ediyordu. Ev sanki köyde yağmur yağmuş gibi toprak kokuyordu.
Gecenin üçüydü. Ninem öldü dedim. Kesinlikle öldü ve ruhum sıkılıyor diye düşünüyordum. Odaları gezdim, su içtim acım hala devam ediyordu. Bacaklarımı karnıma çekip bir köşede ağlamaya başladım. İçimden acımı atamıyordum.. Öldü diye de bağırıyordum.
Duşa girdim en sıcak ayara getirip suyun altında ağlamaya başladım. Gözyaşlarım suyla birlikte akıp gidiyor gibi hissediyordum. Kendimden utanıyor ve nefret ediyordum. bu dünya yalan ninem öldü diye ağlıyordum.
Zihnim en kötü haliyle benim acılarımı yüzüme vuruyordu. İşte gitti. Şimdi acı çekiyor diye ağlamaya devam ettim. Duştan çıktığımda gözyaşlarım bitmişti. Cemo o halimi görünce ne olduğunu soruyordu. Nenem öldü Cemo bunu hissediyorum diyordum. ‘Saçmalama yat .’diyordu. ‘Uyuyamıyorum gözlerimi kapatamıyorum.’ dedim. Gitti yattı
Kuran okumaya başladım öldüyse ve kimsenin haberi yoksa şu an ikimizin de rahatlaması için buna ihtiyacımız olduğunu düşünüyordum. Bazen ağlıyor, ağladığım içinde kendimi suçlu hissediyordum.
Sabahın olması ve annemi arayabilmek için sabırsızlanıyordum. Bir kere sesini duysam yeterdi. Uyuya kalmışım. Sabah uyandığımda evde sadece ben ve oğlum vardık.
Gözlerimi açamıyordum ağlamaktan o kadar şişmişti ki ne yapacağımı bilemiyordum. Balkona çıkıp nefes aldım. Boğuluyordum. Sanki biri boğazımı iki eliyle sıkıyor ve var gücüyle bastırıyordu.
Yalandı her şey, hayat, insanlar, bu berbat ev, çocuklarım, eşim, bir gün ölmem gerekiyordu ve bu o andı.
 Annemi aradım açmamıştı. Kim bilir nerelerdeydi? Durmadan çıldırmış gibi onu arıyordum. kötü bir şey olsa, ölüm haberi bana gelirdi. Mutlaka arardı. Bu bile içimi rahatlatmıştı. Sonra belkide biraz daha zaman geçmesini bekliyor diye düşünmeye başladım. Bu gece yaşadığım her neyse gerçekten büyük bir acıydı.
Bana geri dönüş yaptığında öğleden sonraydı. Koltuğun kenarında kıvrılmış gözlerimi açamadığım depresif hallerimden birini yaşıyordum.
Hiç birşey olmamıştı. Ninem gayet iyiydi. Rüyalarımı anlatırken ağlıyordum.

Hiç yorum yok: