11 Aralık 2019 Çarşamba

SON ZAMANLARDA


Her yıl Aralık ayında,  bende bir hareketlilik başlar. Yaz çocuğu olmama rağmen kış aylarını severim. Belki psikolojik de olabilir. Klinikte yoğunluk Aralıkta başlar Mart ayında biterdi.20 18 yılsonunda yazmaya başlayıp, 2019 Ocak sonuna kadar devam etmişim…
Bu halimin neden gittiğini, neyin beni nasıl etkilediğini bir türlü anlayamıyorum, bir bakıyorsun geceleri kalkıp yazı yazıyorum, bir bakıyorsun top atsan uyanamıyorum.
İşte o uyanamadığım dönemlerde her şeyin saçma olduğunu insanların aslında benim bu yazdıklarımı- saçmaladıklarımı- başka değerlendirdiğini düşünüyorum.
Düşünüyorum o halde varım! İşte o varlık kısmında omuzlarınız çok ağrıyor. Her yük sırtınızda, koca dünya üstünüze yığılmış gibi hissediyorsun! Varsın ama varlığını kendine yük ediyor, geleceğin endişesini taşıyorsun.
Ufacık dünyada ufacık mutluluk çıkartabilen ben ise, ufacık şeylerle midemi bulandırmaya, her şeyi saçma bulmaya başlayalı çok oluyor.
Aslında yazdıklarımda, yorumlarımla, haksızlık ettiğimi düşünmeye başlamam ile depreşmem aynı dönemde idi… Sadece ihtiyaçtan beni uzun süre çalıştırmışlar, pekte güzel idare ediyorlardı. Bundan sonra ne yapabilirdim ki? Hiçbir şey…
Kırılan yumurta kabuğu gibi hissediyordum… İçim boşalmış bir kenara atılmış… Örtger’ e haksızlık etmiştim, madem kızıyordum neden dile getirmemiştim? Bu kadar şikâyetçiysem niye çalışmıştım? Aslında benim yetersizliklerimin içerisinde kaybolan basit değersiz bir iş insanı olmuştum.
Peki, tekrar çalışmak ister miydim?
Aynı yerde aynı insanlar ve sorunlar ile? Çok yorulmuştum. Yıllarca evde olabilmenin, keyfini çıkartmanın özlemiyle çalışmıştım. Peki ya şimdi, bana zor gelen neydi? Ev işlerimi, çocuklar mı, mükemmel kadınlık bekleyen hemcinslerim mi, kendini sevmeyen ben mi?
İşte bunu bulma yolculuğunda bana bir sihirli değnek dokunmadı. Bildiğiniz sitalopram içtim. Şimdilerde manik depresif gibi hissetsem de bu yolculuğu yazmak istiyorum. Bu yüzden bir ara daha buralardayım. Okuyucularıma selam ederim…

Hiç yorum yok: