SON ZAMANLARDA
Her yıl Aralık ayında,
bende bir hareketlilik başlar. Yaz çocuğu olmama rağmen kış aylarını
severim. Belki psikolojik de olabilir. Klinikte yoğunluk Aralıkta başlar Mart
ayında biterdi.20 18 yılsonunda yazmaya başlayıp, 2019 Ocak sonuna kadar devam
etmişim…
Bu halimin neden gittiğini, neyin beni nasıl etkilediğini
bir türlü anlayamıyorum, bir bakıyorsun geceleri kalkıp yazı yazıyorum, bir
bakıyorsun top atsan uyanamıyorum.
İşte o uyanamadığım dönemlerde her şeyin saçma olduğunu
insanların aslında benim bu yazdıklarımı- saçmaladıklarımı- başka
değerlendirdiğini düşünüyorum.
Düşünüyorum o halde varım! İşte o varlık kısmında
omuzlarınız çok ağrıyor. Her yük sırtınızda, koca dünya üstünüze yığılmış gibi
hissediyorsun! Varsın ama varlığını kendine yük ediyor, geleceğin endişesini
taşıyorsun.
Ufacık dünyada ufacık mutluluk çıkartabilen ben ise, ufacık
şeylerle midemi bulandırmaya, her şeyi saçma bulmaya başlayalı çok oluyor.
Aslında yazdıklarımda, yorumlarımla, haksızlık ettiğimi
düşünmeye başlamam ile depreşmem aynı dönemde idi… Sadece ihtiyaçtan beni uzun
süre çalıştırmışlar, pekte güzel idare ediyorlardı. Bundan sonra ne
yapabilirdim ki? Hiçbir şey…
Kırılan yumurta kabuğu gibi hissediyordum… İçim boşalmış bir
kenara atılmış… Örtger’ e haksızlık etmiştim, madem kızıyordum neden dile
getirmemiştim? Bu kadar şikâyetçiysem niye çalışmıştım? Aslında benim
yetersizliklerimin içerisinde kaybolan basit değersiz bir iş insanı olmuştum.
Peki, tekrar çalışmak ister miydim?
Aynı yerde aynı insanlar ve sorunlar ile? Çok yorulmuştum. Yıllarca
evde olabilmenin, keyfini çıkartmanın özlemiyle çalışmıştım. Peki ya şimdi,
bana zor gelen neydi? Ev işlerimi, çocuklar mı, mükemmel kadınlık bekleyen
hemcinslerim mi, kendini sevmeyen ben mi?
İşte bunu bulma yolculuğunda bana bir sihirli değnek
dokunmadı. Bildiğiniz sitalopram içtim. Şimdilerde manik depresif gibi hissetsem
de bu yolculuğu yazmak istiyorum. Bu yüzden bir ara daha buralardayım. Okuyucularıma
selam ederim…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder