15 Aralık 2019 Pazar

DEPRESYON-2


Yaşadığım hayattan, köyden, insanlardan ve ailemden nefret ediyordum. Kendimi ezik hissediyordum. Üç günlük ağlama nöbetleri sonrası yasım devam ediyordu. Kimseyi görmek istemiyordum. Başımın üstüne pisliğini atan üst kat komşuya, gürültü oldu diye duvara vuran alt kat komşuya lanet okuyordum.
Allah’ım keşke yaşlı kulakları duymayan bir teyze ile altlı üstlü otursaydım. Bu saçma sapan iç içe geçmiş birbirine selam vermeyen insanlar arasında benim ne işim vardı?
Köyde ne yapabilirdim artık beden gücüm kalmamıştı. Beyin gücüm ise beni sürekli olumsuzluklara sürüklüyordu. Çocuklarıma eşime bu hayatı neden yaşatıyordum. Onlar için hiçbir şey yapamıyordum yapamayacaktım.
Kimse beni anlamıyordu. Kimse benim ne hissettiğimi anlamıyordu. Kardeşlerimi çok özlüyordum. Hepimizin bir sofrada olduğu günleri özlüyordum. Dedemi özlüyordum. Eğer ona bakabilseydim belki ölmezdi.
Artık hiçbir şey yapamaz duruma gelmiştim. İnsanların konuşmaları bir kulağımdan giriyor ve beynimin ortasında kendime bomba atmışım gibi kalıyordu.
Eninde sonunda ölecektim. Çocuklarım, kocamda ölecekti. Bu yüzden ne zaman olduğunun önemi olmadığını düşünüyordum.
Yaşadığım hiçbir andan zevk almıyordum. Çalışmalı mıydım? Hayır! O yoğunluğu kaldıramazdım. Şansımı denedim Gacet ile konuştum. Belki yoğun oldukları Cumartesi günleri onlara yardımcı olabilirdim. Çok çalışmayacaktım sadece haftada bir gün! Bu beni kendime getirebilirdi. Bilgisayarımın başında kendi hikâyemi yazabilirdim.
Hastaları dinleyip onlara yol gösterirdim. En önemlisi o yaşadığım dönemdeki hislerimi uyandırabilirdim. Ama olmadı. Sürekli ve devamlı gelmem taraftarıydılar. Böyle bir bağımlılığı kaldıramazdım.
Buna cesaret edemiyordum. Eğer bir şeye söz vermişsem sonunu getirmeliydim. Eğer sonunu getiremezsem yıllarca emeğimin karşılığında aldığım ekmeğe nankörlük edeceğimi düşünüyordum.
Evde olmak çocuklarla olmak yetmiyordu, işe tamamen başlamayı ise gözüm kesmiyordu. Artık iş yerimde rahat olmak ve bağlı kalmamak istiyordum. Bir süre internet üzerinden işler aradım. Birkaç yere makale yazdım. Bu da beni tatmin etmiyordu.
Mutsuzdum ama ne yapacağım konusunda bir karara varamıyordum. Ölmek istiyordum. Mutsuzum diye dile getiriyordum ama bana benden başka yardım edecek kimse yoktu.
Bir gece doktorumun verdiği ama kullanmamakta direttiğim ilaçları alıp evden çıktım parktaki bir banka oturdum. Düşünmeye başladım, hayatımı mahvetmiştim. İyi kötü bir işim vardı. İnsanlar böyle bir işte çalışmak için can atıyorlardı. Ben ise şimdilerde her şeyini dert gördüğüm çocuğum için işi bırakmıştım.
Herkesi bunalımıma dâhil etmiştim. Durmadan telefonum çalıyordu. Kapattım. Her şeyi ben mahvediyordum. Şimdide eşimi ve çocuklarımı mutsuz etmiştim. Yazdıklarım saçma sapandı. İnsanlar saçma sapan hayat yaşıyorlardı… Bende herkesin hayatını mahveden saçma sapan bir insandım.

Hiç yorum yok: