İNTİHAR
Bu gece ölmeliydim diye düşünüyordum. Bankın üstüne oturmuş
ne hissettiğimi anlamaya çalışıyordum. Ben neydim, ne yapıyordum? Hayatım eninde
sonunda bitecekti. kimseye bunları yaşatmamam gerekiyordu.
Beni seven eşim, son zamanlarda çatışmalarımızın
sınırsızlığını oluşturan bir ergenus ve bana ihtiyacı olan bir çekirdeğim
vardı. Onların hayatlarını da mutsuzluğa sürüklemememin bir anlamı yoktu!
Bu hayatın bir anlamı yoktu!
Kendimi bu hale getiren bendim. İşe yaramaz bir halde
olduğumu düşünüyordum. Ben neydim? varlığımın bir anlamı yoktu. Var olmam
gereklilikti. Bu dünyadan kopmuştum.
Berbat bir evlattım, eştim, anneydim ve bunun düzelmesinin
mümkün olmayacağını düşünüyordum. ilaçları çıkardım, güçsüzdüm, eğer güçlü
olsaydım bunları kullanmak zorunda kalmazdım. İçimdeki mükemmeliyetçi hiç
susmuyordu.
Bu bankta her şey yeni bir sonla başlayacaktı. Gözlerimden yaşlar
damlıyordu. gecenin ayazı yüzüme vuruyordu. bu gece bu işkence bitecekti. Yeni başlangıç
olacaktı. kahretsin yanıma su almamıştım. Bunu bile beceremiyordum. Bu halime
de ağlamaya başladım. Eve döndüm.
Kapıyı açan çocuklarım nerede olduğumu sorguluyor ve boynuma
sarılıyorlardı. Cemo; yürümek isteyip istemediğimi sordu. Beni rahat
bırakmalarını söyledim ve yatağa attım kendimi. bu gece bu işi tamamlayacaktım.
Kapıyı kilitledim önce uyumaya çalıştım. Uyuyamadım. Cemo durmadan
kapımı çalıyor nasıl olduğumu merak ediyordu. gitmesini söyledim. çocuklar
uyumuştu. Cemo sessizdi. Yataktan çıktım duş aldım. bu günü onlar iyi hatırlasınlar
diye küçük notlar yazdım.
Cemo uyandı nasıl olduğumu merak ediyordu. Sustum, mutsuzum dedim.
Nasıl istersen öyle olsun diyordu. Kafamdan geçenleri bir bir sıraladım. sadece
bu zamana kadar çok zorlandığımızı ve yolumuza devam etmemiz gerektiğini
söyledi. Uyuması gerekiyordu işe gidecekti. Bir anda onu da üzdüğümü ve daha
iyisini hak ettiğini düşündüm.
Bu gece bu iş bitmeliydi…
Hepsinin hayatında daha iyi biri olabilirdi. ilaçları ve
suyu aldım. Yatağımı düzelttim güzel ölmeliydim. Uyuduğumu düşünmeliydiler…
İlaç paketini açtım. İçinde oğlumun yara bandı vardı. Hepsini
birer birer öptüm. Kızımın yanakları ne kadar güzel kokuyordu. Oğlum en derin
uyku haline geçmişti. ahh o elleri yumuşacıktı. Yıllarca hayatını değiştirmek
yönünde mahvettiğim kocam gecenin yorgunluğuna kendini bırakmıştı.
Gözlerimi kapadım en güzel en mutlu günlerimizi düşünmeye
çalıştım. Olmadı. Çaresizliğim aklıma geldikçe ağlıyordum. ilacı göğsüme
koydum. Oğlumun yara bandını göğsümün üstüne yapıştırdım. Beni yıkamasınlar
onunla çürümek istedim.
Köyüme götürsünler istedim her şeyi düşünüyordum. Annemi, babamı,
kardeşlerimi, çocuklarımı benden sonraki hayatlarını, her şeyi düşünüyordum.
Vazgeçmemeliydim. Bir yandan da ne kadar içersem ölürüm diye
düşünüyordum. Başka yöntemler de aklımdan geçiyordu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder