OKUL YAZI DİZİSİ
İlkokul 3. Sınıfa kadar köy ilkokulunda okudum. 1. sınıf 4
kişiydik 2. Sınıflar 5 belki 6 3. Sınıflarda öyle 4 ve 5. Sınıflar ise yan
sınıfta ders alıyorlardı. Bizim sınıfımızda kara tahtamız, fişlerimiz, arkamızda
4 mevsim tablosu ve yıllık takvim vardı.
Diğer sınıfın bildiğin insan figürlü maketleri, kimya
dersleri için ekipmanları, ilk yardım dolapları vardı. Hüsamettin hoca bizim öğretmenimizdi.
İsmail Hoca nurlar içinde yatsın büyüklerin öğretmeniydi.
Sobamız nasıl yanardı hatırlamıyorum ama biz nöbetçiler yani
öğrenciler 2 şerli olarak temizlik ve sobadan sorumlu olurduk. Kış aylarının en
güzel yanı bahçede öğretmenimizle birlikte oynadığımız kartopu idi.
Üçtaşlar, yakar toplar, mendil kapmacalar, saklambaçlar, ip
atlamalar, kazan çömlek patlatmalar hep okulun bahçesinde oynanır. Muşmula
ağaçlarının yanında oturur, dalından koparır yerdik. Öğretmen lojmanının bahçesindeki
mor zambaklar, çiğdemler bahar aylarının renkleriydi.
Bizde 23 Nisan kutlardık. Bahar aylarındaki gezimiz şelaleye
ve başka köy okullarına yürüyerek olurdu. Her öğrenci bir öğrencinin evine, öğle
yemeğine konuk olurdu. Biz gittiğimizde biz konuk olur, onlar geldiğinde bizim
konuğumuz olurdu. Diğer okulun öğretmenlerine yoldan topladığımız çiçekleri götürürdük.
Yanına birde mis gibi kokan kekikler eklerdik. miss misss mis gibi…
23 nisan şenlikleri okul bahçesinde yapılır. Köylü gelir
seyrederdi. Folklor grubumuz Bayramiç’in Dağları ve Silifke’nin Yoğurdu
oynardı. Tahta kaşıklar konu komşudan bulunur, hacdan gelmiş kadife kumaşlardan
kıyafet dikilirdi. Abim Nasrettin hoca olmuştu. Bende renk olmuştum bir kere .
2. Sınıfta folklörde beni de oynatmıştı öğretmen.
Yoğurt’un içinde demir para bulmaya çalıştığımız, kaşık
üstünde yumurta yürüttüğümüz ve çuval yarışı yaptığımız 23 Nisan törenleri vardı
köy okulumuzda…
Hüsamettin hocadan korkardım. Ama paşa paşa okula gitmeden
daha ; ‘abimi okula al ona çanta aldık .’diye diklenebilmişim. Bir daha nerde
görsem korkup kaçmaya başladım zaten. İsmail hoca nur içinde yatsın dedeme
abimin matematik zekâsı olduğunu benimse sözelde başarılı olabileceğimi
söylemişti.
Okumayı zor söken benden nasıl bir sözel zekâ bekliyordu bilmiyorum.
Bence söylemek istediği benden bir şey olmayacağı olursa da bu bilmişlikle zor
olacağı idi…
Annem hiçbir zaman okula hazırlamadı beni. Gerekte yoktu köy
okulunda. Siyah önlüklerimiz, lastik pabuçlarımız vardı. Ev ile okul arası
zaten 5 dk lık yol herkes birbirini tanırdı. Herkes birbirinin aynısı zaten ve
ast üst diye bir şey yoktu. Kıyafetlerimizi yadırgayanda olmazdı.
ARKASI YARIN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder