İSTENİLME
Önce ben gidip görmeliydim. O nerede yaşıyor ne yapıyor
bilmeliydim ama bir türlü, kaçıp- gidip, görüp- gelme dörtlüsünü ayarlayamadım.
Akrabamız olan, şuan köy muhtarlığı yapan eniştemden bunu rica ettim,
adreslerini verdim.
Eniştem hali vakti
yerinde çalışkan bir adamdı, nedense beni geri çevirmedi. O da ne kadar kaygılı
olduğumun farkındaydı. Ailemde o kadar insan varken, babam başkaları için her
yolu denerken, asla benim için bunu yapmadı. Bu iş; dedemin kız kardeşinin
damadına kaldı.
Sağ olsun yine köyden bir komşumuzla evlerine gitmiş,
kayınvalidem ve çocukluğundan beri Cemal’e ve ailesine sahip çıkan, onları
babalarının emaneti gibi gören biricik Hatice Teyzemin eşi, rahmetli Edip amca
ile sohbet etmişlerdi.
Edip amcaya ‘Biz buraya bu çocuğu araştırmaya geldik.’ diye
sormuşlar, oturup kahve içmişlerdi. Edip Amca Cemal’in küçük yaşta babasız
kaldığını ve kötülük görmediğini söylemişti Enişte bunları bana söylerken İstanbul’un
göbeğinde oturduklarını ama evlerinin çok küçük olduğunu söylemiş, bu semtte
evler böyle oluyormuş diye eklemişti.
Benim içime sinmiyordu. O zamanlar böyle internet yaygın
değil, sorup araştırma gidip gelme çok yok, zaten parada yok!
Bir Cumartesi gecesi aileme arkadaşımda kalacağımı söyleyip
ama arkadaşıma söylemeden, istanbul’a gece yolculuğu yaptım. Pazar sabahı Cemo
beni otogardan aldı kahvaltıya gittik. beyaz kartal bir araç ile gelmişti. Kahvaltı
sonrası evlerine gittik. Kayınvalidemi ilk kez o zaman gördüm.
Evet, ev çok küçüktü, iki artı bire çevrilmiş, bir artı bir daire,
65 metrekare! Kayınvalidem meşhur etli sarmasını yapmıştı. Yemeği yedik, Cemal ile
biraz gezdik. Ne kadar çok sıkışık olduğunu düşünmüştüm. Neredeyse hepsinin
adının huzur olduğu apartmanları gördükçe; insanları huzuru isimde aradıklarını
düşünmüştüm. O gece otobüsle gece yolculuğu yaptım ve sabah muayenehaneye gittim.
Bu yolculuğu ailem ile ve gönül rahatlığıyla yapmayı çok isterdim. Onsekiz
yaşında iyi cesaret!
Şimdi ailelerin tanışma zamanı gelmişti. Önce onlar gelecek
ve isteme faslı olacak,daha sonra söz takılıp rahat görüşecektik.
Bu isteme, tanışma faslı için geldiklerinde; büyük erkek
kardeşim, bir arkadaşının evinde kalıp o gün kapıdan alelade tanışmış olmak
için girip geri dönmüş, babam ise biraz vakit geçirip benim ‘Karacabey’de işim
var gitmeliyim!’ deyip gitmişti.
Dedem ninem annem ben Cemal ve kayınvalidem tüm gün vakit
geçirip akşamüzeri onları yolcu etmiştik. Hepsi birbirine ısınmıştı.
Dedem ve ninem beni sevdiğine verme konusunda hemfikirdi. Tabi
annem abimin önüne geçip evlendiğim için abimin çok sıkkın olduğunu söyleyip
orada bulunmamış olmasını açıklamaya çalışıyordu. Ben ise içimden; onun yanımda
olmasını ne kadar isteyip istemediğimi sorguluyor ve anlamaya çalışıyordum.
Sadece bununla kalsa iyi abisinin önüne geçip evlenen kız
olarak adım artık azmış tekeye çıkabilirdi, tabi bir tek o kalmıştı!
Cemal Malatyalı, Kürt;’Ne olduklarını bilmiyoruz, bu kızı
bilmediğimiz yere vermeyelim.’ diyenler çok oldu. Evleneceğimi abimin bana
öncelik verdiğini duyup istemeye gelenlerde oldu.
Annemin kardeşleri bu evliliği onaylamıyorlardı. Uzağa evlenmemi
istemiyorlar ve bütün zorlukları anlatıyorlardı. Söyledikleri her şeyi
gerçekten yaşadım. Bizim ailede destekleme sistemi vardır. Yok, olana var olan
destek verir. Herkes birbirinin ayıbını örter, her şekilde yanında olur
destekler. Uzakta olursam bunları yapamayacaklarını söylüyorlardı.
‘Görmeyiz, sıkıntı çekersen destek olamayız, uzak yer hasta
olursun gelemeyiz.’ diyorlar ve gitmemem için seninle konuşmayız gibi masumane
tehtitler savuruyorlardı.
Bunu söyleyen kişi ilk benim evime gelen anne tarafı
akrabamdır. Büyük lokma ye, büyük konuşma kardeşim!
Teyzelerimden en büyüğü bana hayırlı bir nasip bulmuştu. Tabi
tanışma faslı oldu ama ben hala kuşku içerisindeyim. Kürtleri; çok eşli ve
kuyruklu öğrenmişiz ya! Kuma olmaktan ve kuyruklu çocuk doğurmaktan korkuyorum.
Kuyruklu Kürt sözünün anlamını bilenler ne dediğimi anlayacaklar.
Neyse bu hayırlı eş adayı ile Pazar yerinde bir gün birbirimizi
görüp beğendik. Zatıâlileri beni beğendi, onay verdi,’Bu kız olur.’ dedi. Tesadüfe
bak onunda babası yok, annesiyle yaşıyor.
Vaatler; ev, kendi zevkimle döşeyeceğim bir ev,kendimize ait
olan bir ev, fabrikada iş, paralı bir hayat. Herkesin gözünün, önünde dizinin dibinde
bir hayat!
Tabi ben korkuyorum ve kararsızım. Sanırım bizim bu işi
ayarlamaya çalışan çocuğun akrabası teyzemlerin arkadaşı adam baktı ki; benden
ses çıkmıyor, bir gün muayenehaneye geldi.
Vaatleri tek tek sıraladı. Bilezikler, altınlar, evler,
arabalar, konforlu bir hayat!
Ama ben o gün Cemal ile kesinlikle evlenmem gerektiğine
karar verdim!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder