5 Şubat 2020 Çarşamba

İSTENİLME


Önce ben gidip görmeliydim. O nerede yaşıyor ne yapıyor bilmeliydim ama bir türlü, kaçıp- gidip, görüp- gelme dörtlüsünü ayarlayamadım. Akrabamız olan, şuan köy muhtarlığı yapan eniştemden bunu rica ettim, adreslerini verdim.
 Eniştem hali vakti yerinde çalışkan bir adamdı, nedense beni geri çevirmedi. O da ne kadar kaygılı olduğumun farkındaydı. Ailemde o kadar insan varken, babam başkaları için her yolu denerken, asla benim için bunu yapmadı. Bu iş; dedemin kız kardeşinin damadına kaldı.
Sağ olsun yine köyden bir komşumuzla evlerine gitmiş, kayınvalidem ve çocukluğundan beri Cemal’e ve ailesine sahip çıkan, onları babalarının emaneti gibi gören biricik Hatice Teyzemin eşi, rahmetli Edip amca ile sohbet etmişlerdi.
Edip amcaya ‘Biz buraya bu çocuğu araştırmaya geldik.’ diye sormuşlar, oturup kahve içmişlerdi. Edip Amca Cemal’in küçük yaşta babasız kaldığını ve kötülük görmediğini söylemişti Enişte bunları bana söylerken İstanbul’un göbeğinde oturduklarını ama evlerinin çok küçük olduğunu söylemiş, bu semtte evler böyle oluyormuş diye eklemişti.
Benim içime sinmiyordu. O zamanlar böyle internet yaygın değil, sorup araştırma gidip gelme çok yok, zaten parada yok!
Bir Cumartesi gecesi aileme arkadaşımda kalacağımı söyleyip ama arkadaşıma söylemeden, istanbul’a gece yolculuğu yaptım. Pazar sabahı Cemo beni otogardan aldı kahvaltıya gittik. beyaz kartal bir araç ile gelmişti. Kahvaltı sonrası evlerine gittik. Kayınvalidemi ilk kez o zaman gördüm.
Evet, ev çok küçüktü, iki artı bire çevrilmiş, bir artı bir daire, 65 metrekare! Kayınvalidem meşhur etli sarmasını yapmıştı. Yemeği yedik, Cemal ile biraz gezdik. Ne kadar çok sıkışık olduğunu düşünmüştüm. Neredeyse hepsinin adının huzur olduğu apartmanları gördükçe; insanları huzuru isimde aradıklarını düşünmüştüm. O gece otobüsle gece yolculuğu yaptım ve sabah muayenehaneye gittim. Bu yolculuğu ailem ile ve gönül rahatlığıyla yapmayı çok isterdim. Onsekiz yaşında iyi cesaret!
Şimdi ailelerin tanışma zamanı gelmişti. Önce onlar gelecek ve isteme faslı olacak,daha sonra söz takılıp rahat görüşecektik.
Bu isteme, tanışma faslı için geldiklerinde; büyük erkek kardeşim, bir arkadaşının evinde kalıp o gün kapıdan alelade tanışmış olmak için girip geri dönmüş, babam ise biraz vakit geçirip benim ‘Karacabey’de işim var gitmeliyim!’ deyip gitmişti.
Dedem ninem annem ben Cemal ve kayınvalidem tüm gün vakit geçirip akşamüzeri onları yolcu etmiştik. Hepsi birbirine ısınmıştı.
Dedem ve ninem beni sevdiğine verme konusunda hemfikirdi. Tabi annem abimin önüne geçip evlendiğim için abimin çok sıkkın olduğunu söyleyip orada bulunmamış olmasını açıklamaya çalışıyordu. Ben ise içimden; onun yanımda olmasını ne kadar isteyip istemediğimi sorguluyor ve anlamaya çalışıyordum.
Sadece bununla kalsa iyi abisinin önüne geçip evlenen kız olarak adım artık azmış tekeye çıkabilirdi, tabi bir tek o kalmıştı!
Cemal Malatyalı, Kürt;’Ne olduklarını bilmiyoruz, bu kızı bilmediğimiz yere vermeyelim.’ diyenler çok oldu. Evleneceğimi abimin bana öncelik verdiğini duyup istemeye gelenlerde oldu.
Annemin kardeşleri bu evliliği onaylamıyorlardı. Uzağa evlenmemi istemiyorlar ve bütün zorlukları anlatıyorlardı. Söyledikleri her şeyi gerçekten yaşadım. Bizim ailede destekleme sistemi vardır. Yok, olana var olan destek verir. Herkes birbirinin ayıbını örter, her şekilde yanında olur destekler. Uzakta olursam bunları yapamayacaklarını söylüyorlardı.
‘Görmeyiz, sıkıntı çekersen destek olamayız, uzak yer hasta olursun gelemeyiz.’ diyorlar ve gitmemem için seninle konuşmayız gibi masumane tehtitler savuruyorlardı.
Bunu söyleyen kişi ilk benim evime gelen anne tarafı akrabamdır. Büyük lokma ye, büyük konuşma kardeşim!
Teyzelerimden en büyüğü bana hayırlı bir nasip bulmuştu. Tabi tanışma faslı oldu ama ben hala kuşku içerisindeyim. Kürtleri; çok eşli ve kuyruklu öğrenmişiz ya! Kuma olmaktan ve kuyruklu çocuk doğurmaktan korkuyorum. Kuyruklu Kürt sözünün anlamını bilenler ne dediğimi anlayacaklar.
Neyse bu hayırlı eş adayı ile Pazar yerinde bir gün birbirimizi görüp beğendik. Zatıâlileri beni beğendi, onay verdi,’Bu kız olur.’ dedi. Tesadüfe bak onunda babası yok, annesiyle yaşıyor.
Vaatler; ev, kendi zevkimle döşeyeceğim bir ev,kendimize ait olan bir ev, fabrikada iş, paralı bir hayat. Herkesin gözünün, önünde dizinin dibinde bir hayat!
Tabi ben korkuyorum ve kararsızım. Sanırım bizim bu işi ayarlamaya çalışan çocuğun akrabası teyzemlerin arkadaşı adam baktı ki; benden ses çıkmıyor, bir gün muayenehaneye geldi.
Vaatleri tek tek sıraladı. Bilezikler, altınlar, evler, arabalar, konforlu bir hayat!
Ama ben o gün Cemal ile kesinlikle evlenmem gerektiğine karar verdim!

Hiç yorum yok: