Hayat Uzmanı Ninem
Uzmanlar, 2015 yılının başlarında bas bas bağırdırlar. Altın
çok fena düşecek diye…2015 yılının altın yılı olmayacağını, yatırımcılarını
üzeceğini ilan ettiler. Bilmem ne finans şirketi öngörülerini düşürdü. Herkes
eldekini çıkarmaya baktı. Dönemin, bankalarda altın mevduat hesaplarının
yaygınlaşmasına denk gelmesi çarşaf çarşaf reklamların yapılması tesadüf değil.
2015 yılının ortalarına doğru altın gram fiyatı uçtu en
yüksek fiyata tırmandı, şu an da 96-97 seviyelerinde…
Ninem üç kuruş parası
olsa altına yatırır. En iyi yatırım aracı derdi. Hiçbir zaman kaybetmezsin derdi.
Kızım üç kuruşu kenara altın olarak koy diye de tembihlerdi.
Uzmanlar; bilmem kaç yıldır yumurtanın kolesterole kötü
etkisinden bahsediyorlar. Bu yıl gene araştırdılar. bir baktılar ki yumurta kolesterole
zararlı değilmiş. Allah Allah nasıl yani diye soramıyoruz da tabi uzmanların
kim olduğunu nasıl muhatap olacağını da bilmediğimiz için. Tabi bunu kuş gribi
ile aynı dönemde olduğunun da çok büyük bir tesadüf olduğunu söylemek yanlış
olmaz.
Ninem hindi de beslerdi. Tavuklarımız da vardı. Her tavuğun
yumurtasını tanır. bak bununkiyle börek yaparız bunu yiyelim derdi. Hiç olmazsa
tavuğu, yediğini, tavuğun horozunu bilirdik. Şimdi kim kime dumduma bir
sistemden gelen ne idüğü belirsiz şeyleri afiyetle yiyoruz.
Ne yapalım mecburuz. Ama ninem derdi ki hiç olmazsa bizim ne
olduğunu bilip yiyoruz. O satın alınan tavuklar, yumurtalar yenmez derdi.
Komşuların tavuklarını bile ayırırdı onlar hazır yem veriyorlar diye.
Uzmanlar; günümüzde hayvanların biyolojik açıdan her anlamda
zarar gördüklerini, yapay döllenmenin ırka zarar verdiğinin ve gelecekte yapay
döllenmenin daha da zor olacağını söylüyorlar. Tabi bir zamanlar biyolojik
yarar diye naklediyorlardı.
Ninem, veterinerler dölleme için hayvanlara geldiklerinde, ‘
Ah kızım bunlar insanları da önce kısır hale getirip, başlarına çorap örecekler
.’diyordu. Ekliyordu ‘Hayvanların da
doğasını bozuyorlar.’
Uzmanlar bas bas bağırıyorlar; kendi tohumunuzu üretin. Tohumdan
tohum elde edin, kendi gıdanızı kendiniz üretin. ‘Sahte, bir daha kendisini
üretmeyen tohumlardan uzak durun.’diye ekliyorlar
Ninem, sofrada bir karpuz kesildiğinde, tadı iyi ise
çekirdeğini ayırırdı. Domatesler ve salatalıklar, diğer sebzeler için de
geçerliydi. Her yer yaz geldiğinde, her yer tohum olurdu. Fideye geldiğinde
konu komşuya verilirdi. Çiçeklerde öyle… Bir dal kırılır beğenen komşuya budak
verilmiş olunurdu.
Geçenlerde bir yere gittik belediye çiçek bahçesi yapmış
satış yapıyor. Görevliye 'Bir budak verir misiniz?' dedim vermedi. Garipsedi birde. Halbuki
o küpe çiçeğinde gözüm kaldı. demek ki İstanbul da işler bizim köydeki gibi
yürümüyor.
Şimdi sadede gelecek olursak; ninemin hiçbir sosyal
medya hesabı yok. Okuma yazmayı hacca gideceğim diye ben ve kardeşimden
öğrendi. Biliyor ama takvim yaprakları kitapları hala bize okutur. İyi masal anlatır,
eskileri hiç unutmaz. Ama ne uzmanı diyelim hayat uzmanı mı?
Koca karılar deyip geçmeyin bildikleri bir şey olmadan boş
konuşmazlar. Bence uzmanlar istatistiklere, genel geçer bakıyorlar. Bugün
söylediklerini yarın inkar da edebilir , tersini de söyleyebilir.
Valla ninemin söyledikleri hiç değişmiyor.
Bu arada ninem seksenli yaşlarında , artık bahçeye inemiyor ama genel ihtiyaçlarını az biraz becerebiliyor. Elemterefiş kem gözlere şiş, maşallah deyin .Dua edin evimizin en eski toprağı uzun yıllar bizimle geçirsin .
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder