Bu sabah işe gelirken hayata, insanlara, her şeye farklı baktım, kendime
de. Yaş otuz olmuş nerdeyse. Neler geçmiş neler yaşanmış. İyiler, kötüler, pişmanlıklar,
mutluluklar, acılar, ahlar ve vahlar.
İnsan yaşlandıkça olaylar karşısında daha çok düşünüp, daha az konuşmayı,
ailenin başkalarının söylediklerinden ve hayatlarından daha değerli olduğunu,
çok çocuklu geçim derdi yaşamanın mutsuz etmeyeceğini, başkalarının ne dediği
ve yorum yaptığının kendisi ve ailesi için çokta tın olduğunu, aslında evde
hangi marka koltuk çatal, tabak takımının olduğunun değil, az ve öz bir masada
sevgiyle yemek yiyebilmenin, koltuğun üstünde zıplayan yavrularının olmasının, eşinin,
ailesinin sağlıklı olmasının her şeye yeteceğini, işin, çevredekilerin hiçbirine
kendi ailesine açılabileceği gibi açılamayacağını kimseyle onlarla
dertleşebildiği gibi dertleşemeyeceğini anlıyor. İşin özü şu aile ; herkesten her
şeyden daha değerli..
Yaşlanmaya başladım. Öğreniyorum. Üç çocuğum olsun kocam eve ekmek getirebilsin,
beni sevsin yeter. Kardeşlerim evlensin, kalabalıklaşalım, babamın yanaklarını öpebileyim,
dedemlerle kalabalık bayram sofraları kuralım, torunlar ortalarda dolaşsın,
kardeşlerim mutlu olsunlar ben yine ablalık, kardeşlik yapayım. Güzel, mutlu
günler geçsin. Allah bizi birbirimizden ayırmasın.
Yaşlanıyorken yolda dokuz sekizlik dinleyip cadde ortasında hafif bel
kıvırtmakta daha çooook enerjimin olduğunu gösteriyor.
1 yorum:
Semra'cim ne guzel yazmissin, ah sorma o 30 lari... Aynen katiliyorum soylediklerine. Ben de bir bakiyorum bazen 94 dogumluyum diyor karsimdaki, neeee diyorum ufaciksin diyorum, abla abla diyor ne ufacigi uni.sinavina girecegim bu sene diyor :) pppiiiiiiii diyorum yaslandim :)
Canim svgiler, genc kaldigimiz saglikli ve mutlu yas almalara :)
Yorum Gönder