SONRA
Aslında o giderken bize bıraktığı suskunluğu görmüştü. Yıllarca
her şeyin kader olduğunu söylemiş kabullenmekten başka çare olmadığını savunmuştu.
Eziklik ve suskunluğun, şaşkınlığına sarılmış sesimi çıkartamamıştım.
En azından olayın sakin bir biçimde çözümlenmesi için
sessizliğimi bozmalıydım. Ama bu sessizliği bana yıllarca Örtger’in her
dengesiz davranışı sonrası o hediye etmişti.
Artık elimizde yaptığı işin ciddiyetinde ve farkında
olmadığı halde, mükemmel bir eleman edasıyla klinikte dolaşan Örtger torpilli
bir elemanla çalışmak kalmıştı.
Özünde insan olsa da
ona karşı hissettiklerim hiçbir zaman değişmedi. Çalıştığım zaman
zarfında hiçbir işi düzgün yapmadı. İşe ihtiyacı olan bu kişi de Örtger den
dert yanardı ama dibinden de ayrılmazdı.
Gacet o olayda
bulunsaydı her şey daha farklı olur muydu? Bunu hiçbir zaman tahmin edemedim. O
gün yaşadığım buzların üstünde yürüyen bir insan acısıydı.
Sonraları sabahları sessizliğe ve kendi öfkeme gömüldüm. Artık
haber kanalı açılmıyor, tabela ışıkları kapatılmıyor, zaten kimse gazete okumuyor
ve siyaset konuşmuyordu.
Kliniğin en eski elemanı olarak ben ve Karlos kalmıştık. Gitme
kararını tam olarak almış olsam da; içimdeki gelecek kaygısıyla boğuşuyordum. Zaman
zaman, üniversiteye gitmediğim için pişman oluyordum.
Yeni joker eleman rahatlıkla okuluna gidip geliyor, maaşını
tam zamanında ve Örtger triplerine takılmadan alıyordu. Ben ise her maaş alma
zamanında içimde koca bir taş ile odadan çıkıyordum.
Örtger sanki hak etmediğim bir parayı alıyormuşum gibi davranıyordu.
Demek ki;liberal demokrat olduğunu söyleyen patronlar bile adam kayırma
konusunda ustalaşıyordu.
Gacet her zaman işini iyi yapan ve tecrübeli insanlarla
çalışma taraftarıyken Örtger istediği gibi davranıp, istediği kişinin
eksiklerini görme de ustaydı.
Yaptığım işi bir kere bile beğendiğini görmedim. Ona göre
ben çok basit bit iş yapıyordum. Ve herkes bu işin üstesinden gelebilirdi lakin
kendi kızı benim yerimde olmaktan nefret ediyordu. Bu işin yorucu ve tatilsiz
olduğunda babasının bir patron olarak çekilmesi güç biri olduğundan
bahsediyordu.
Haftada altı gün ve günde dokuz saat çalışıyordum ve
çoğunlukla bunu on saate çıkartma kapasitesini göstermiş biriydim.
Evli ve çalışan bir kadın olmak; deveye hendek atlatmaktan
daha zor!Evde bir sistem oturtmak, sakin olmak ve her şeyi düzenli yapmak zorundasınız. Hele bu çalışma
temposuyla hakikaten zorlanıyordum.
Evdekilere Örtger bana nasıl davranıyorsa öyle davranıyordum.
Berbat! Tüm öfkemi onlardan alıyordum. Bunu yapmamak için çoğunlukla, pasta
börek yapmaya, evde bir şeyler üretmeye çalışıyordum.
Öyle zorlayıcı bir tempoydu ki; bazen sadece kendimle
olabilmek için sabahları sahile gider oturur bu dünya da neden var olduğumu,
anneliğin neden bu kadar kutsandığını sorgulardım.
Bazen hem evle, hemde köydekilerle çatışmaya girdiğimde
ölmek istediğim bile oluyordu. Mutsuzluğa katlanmalıydım. Ama katlanamıyordum! Hayatın
gerçeğini kabul etmek gerekiyordu. Örtger buydu ve onu artık daha iyi
tanıdığımı düşünüyordum. Aslında ondan ve davranışlarından korkuyordum. Tıpkı babamdan
korkar gibi…
Bir gün bir bayram izni için köye gidecektim. Örtgerden iki
gün fazladan izin istedim. Verdi ama ekledi. ‘Bunu maaşından keseceğim haberin
olsun.’ dedi. ‘Tamam’ dedim.
Yıllarca para konusunda hiçbir zaman Örtgerle takışmamıştım.
Benim böyle bir hayatım olmadı. Onlar zaten gerekeni yaparlar düşüncesiyle
hareket ediyordum.
O olay geçtiğinde joker eleman izin alıp gittiğinde
maaşından kesinti olmadığı halde bunca yıl çalışmış bir elemana bunu yapmasının
haksızlık olduğunu düşündüm.
Ve yerime çalışıp bir yığın işi bana bırakacak olan elemana
gitmeden parasını verip izine gittim.
Ne yıllık izinlerimiz adam gibi iş günü olarak hesaplanıyor
ne de resmi tatillerimiz oluyordu. Yılbaşı gecesi çalışanlara ekstra nöbet
parası verilirken, yılbaşı ertesi işe gelenlere zaten siz yılbaşı
kutlamıyorsunuz diyerek nutuk çekiliyordu.
Üstelik işini iyi yapmaya çalışan ve deneyimliler hak
ettiğinden fazlasını kazandığı baskısı yaşarken, yan gelip yatan, eşeği sağlam
kazığa bağlamak için, kazığı bulmaya çalışırken eşeği kaybedenlere adam
muamelesi yapıyordu.
Hak ettiğim bu değildi.
Eğer hamile kalırsam ve ikinci bebeğim dünyaya gelirse
çalışmayacaktım. Bir gün bende kapının önüne koyulabilir, saçma sapan şeylerle
suçlanabilirdim.
Aslında Örtger’e göre tam rahat edeceğim sırada hamile
kalmıştım. Joker eleman beni rahatlıkla idare ederdi. Eğer ben onu idare
edersem o da beni idare ederdi tabi! Yıllarca hiçbir anlamı olmayan bu işi
yapmaya ne vardı? Çünkü arkada işler nasıl gidiyor, Örtger bunu bilmiyordu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder