4 Şubat 2019 Pazartesi

SONRA


Aslında o giderken bize bıraktığı suskunluğu görmüştü. Yıllarca her şeyin kader olduğunu söylemiş kabullenmekten başka çare olmadığını savunmuştu. Eziklik ve suskunluğun, şaşkınlığına sarılmış sesimi çıkartamamıştım.
En azından olayın sakin bir biçimde çözümlenmesi için sessizliğimi bozmalıydım. Ama bu sessizliği bana yıllarca Örtger’in her dengesiz davranışı sonrası o hediye etmişti.
Artık elimizde yaptığı işin ciddiyetinde ve farkında olmadığı halde, mükemmel bir eleman edasıyla klinikte dolaşan Örtger torpilli bir elemanla çalışmak kalmıştı.
Özünde insan olsa da  ona karşı hissettiklerim hiçbir zaman değişmedi. Çalıştığım zaman zarfında hiçbir işi düzgün yapmadı. İşe ihtiyacı olan bu kişi de Örtger den dert yanardı ama dibinden de ayrılmazdı.
 Gacet o olayda bulunsaydı her şey daha farklı olur muydu? Bunu hiçbir zaman tahmin edemedim. O gün yaşadığım buzların üstünde yürüyen bir insan acısıydı.
Sonraları sabahları sessizliğe ve kendi öfkeme gömüldüm. Artık haber kanalı açılmıyor, tabela ışıkları kapatılmıyor, zaten kimse gazete okumuyor ve siyaset konuşmuyordu.
Kliniğin en eski elemanı olarak ben ve Karlos kalmıştık. Gitme kararını tam olarak almış olsam da; içimdeki gelecek kaygısıyla boğuşuyordum. Zaman zaman, üniversiteye gitmediğim için pişman oluyordum.
Yeni joker eleman rahatlıkla okuluna gidip geliyor, maaşını tam zamanında ve Örtger triplerine takılmadan alıyordu. Ben ise her maaş alma zamanında içimde koca bir taş ile odadan çıkıyordum.
Örtger sanki hak etmediğim bir parayı alıyormuşum gibi davranıyordu. Demek ki;liberal demokrat olduğunu söyleyen patronlar bile adam kayırma konusunda ustalaşıyordu.
Gacet her zaman işini iyi yapan ve tecrübeli insanlarla çalışma taraftarıyken Örtger istediği gibi davranıp, istediği kişinin eksiklerini görme de ustaydı.
Yaptığım işi bir kere bile beğendiğini görmedim. Ona göre ben çok basit bit iş yapıyordum. Ve herkes bu işin üstesinden gelebilirdi lakin kendi kızı benim yerimde olmaktan nefret ediyordu. Bu işin yorucu ve tatilsiz olduğunda babasının bir patron olarak çekilmesi güç biri olduğundan bahsediyordu.
Haftada altı gün ve günde dokuz saat çalışıyordum ve çoğunlukla bunu on saate çıkartma kapasitesini göstermiş biriydim.
Evli ve çalışan bir kadın olmak; deveye hendek atlatmaktan daha zor!Evde bir sistem oturtmak, sakin olmak ve her şeyi  düzenli yapmak zorundasınız. Hele bu çalışma temposuyla hakikaten zorlanıyordum.
Evdekilere Örtger bana nasıl davranıyorsa öyle davranıyordum. Berbat! Tüm öfkemi onlardan alıyordum. Bunu yapmamak için çoğunlukla, pasta börek yapmaya, evde bir şeyler üretmeye çalışıyordum.
Öyle zorlayıcı bir tempoydu ki; bazen sadece kendimle olabilmek için sabahları sahile gider oturur bu dünya da neden var olduğumu, anneliğin neden bu kadar kutsandığını sorgulardım.
Bazen hem evle, hemde köydekilerle çatışmaya girdiğimde ölmek istediğim bile oluyordu. Mutsuzluğa katlanmalıydım. Ama katlanamıyordum! Hayatın gerçeğini kabul etmek gerekiyordu. Örtger buydu ve onu artık daha iyi tanıdığımı düşünüyordum. Aslında ondan ve davranışlarından korkuyordum. Tıpkı babamdan korkar gibi…
Bir gün bir bayram izni için köye gidecektim. Örtgerden iki gün fazladan izin istedim. Verdi ama ekledi. ‘Bunu maaşından keseceğim haberin olsun.’ dedi. ‘Tamam’ dedim.
Yıllarca para konusunda hiçbir zaman Örtgerle takışmamıştım. Benim böyle bir hayatım olmadı. Onlar zaten gerekeni yaparlar düşüncesiyle hareket ediyordum.
O olay geçtiğinde joker eleman izin alıp gittiğinde maaşından kesinti olmadığı halde bunca yıl çalışmış bir elemana bunu yapmasının haksızlık olduğunu düşündüm.
Ve yerime çalışıp bir yığın işi bana bırakacak olan elemana gitmeden parasını verip izine gittim.
Ne yıllık izinlerimiz adam gibi iş günü olarak hesaplanıyor ne de resmi tatillerimiz oluyordu. Yılbaşı gecesi çalışanlara ekstra nöbet parası verilirken, yılbaşı ertesi işe gelenlere zaten siz yılbaşı kutlamıyorsunuz diyerek nutuk çekiliyordu.
Üstelik işini iyi yapmaya çalışan ve deneyimliler hak ettiğinden fazlasını kazandığı baskısı yaşarken, yan gelip yatan, eşeği sağlam kazığa bağlamak için, kazığı bulmaya çalışırken eşeği kaybedenlere adam muamelesi yapıyordu.
Hak ettiğim bu değildi.
Eğer hamile kalırsam ve ikinci bebeğim dünyaya gelirse çalışmayacaktım. Bir gün bende kapının önüne koyulabilir, saçma sapan şeylerle suçlanabilirdim.
Aslında Örtger’e göre tam rahat edeceğim sırada hamile kalmıştım. Joker eleman beni rahatlıkla idare ederdi. Eğer ben onu idare edersem o da beni idare ederdi tabi! Yıllarca hiçbir anlamı olmayan bu işi yapmaya ne vardı? Çünkü arkada işler nasıl gidiyor, Örtger bunu bilmiyordu.

Hiç yorum yok: