YİNE POLİTİK
Geçenlerde bir yakınım vefat etti. Yaşlıydı birçok kronik
hastalığı vardı. Allah çektirmedi. Akrabamız, sevdiğim insan, ölümün soğuk
yüzüne ilk kez onunla dokunabildim.
Sabah erken saat de vefat etti. Belediyeyi aradık, hafta
sonuydu doktor eve gelecek rapor tutacak ve mezarlıklar müdürlüğünde işlemler
yapılacaktı. Burada evde mezarda çok para Allahtan hazır mezarımız var evimiz
olmasa da olur.
Mezarları hazırdı. İşlemler yapıldı. Ambulans geldi yine
yıkama hizmeti için ambulansla götürüldü. Cenaze arabasıyla geldi. Hem evin
önünde komşularda helallik alındı hem de camide namazı kılınıp helallik alındı.
Belediye mezarlığa gömüleceği zaman bir servis tayin etti
gideceklere. Yıkama, kefen vs işleri ücretsiz yaptı. Akşam için ise eve
gelenlere yiyecek gönderdi.
Ahhh ninemler eskiden
kefen parası biriktirirlerdi. sattıkları yumurta, yoğurt , sütten. Yanlışım varsa
düzeltin sanırım bütün belediyeler bu hizmeti veriyor. Mezar masrafını
saymazsak iyi hizmet.
3 metrelik bez işte ama o bile bir zamanlar ne pahalı idi
demek ki…
Mesela çöp konteynerlerinin yer altına inmesinin iyi bir
hizmet olduğunu düşünüyor bazı arkadaşlar. Kliniğin önüne ambulans için iki kez
duba yaptı belediye bizim insanoğlumuz koca kamyonla çarpmasa bizde demirci
bulmak zorunda kalmayacaktık.
Bir arkadaş ise belediyelerdeki tapu işleri için,
konuşmuştuk işin içinde, yeni belediyelerin bu tapu dairelerinde ve proje
onaylarından eskisinden daha az rüşvetlerin döndüğünü duymuştum. daha iyi
hizmet veriyorlarmış.
Eski zihniyette daha el altından, göbek üstünden yürüyormuş
bu işler, birazda karşılıksız para ve ben bunun karşılığını rahatça söyleyemiyorum.
Şimdi diyeceğim şu parti diye ama olmayacak. Neyse… Herkes
bir değil ,çıkarsız ve vicdanıyla hareket eden insanların bir yerlerde bolca
olduğunun hayalini kurmak daha çekici geliyor.
Sanırım hükümetin en çok sınıfta kaldığı mesele eğitim meselesi.
sanmak biraz az kalıyor ya !!! ama işte…ilkokula giden bir kızım olduğu için bu
konuya daha vakıf sayılırım.
Dershanelerin kapatılması, bir birine paralel giden iki
doğrunun her ne hikmetse birbirini kesmeye çalıştığı kesişen doğrular haline
geldiği allak bullak bir sistem halini aldı.
Şimdilik dershane falan gibi durumlara girmedik. Ama gelecek
bizi buralara götürüyor. Çalışan bir anne olduğum için çocuğumun tam gün
okuması gerekiyor. Şükür ki annem yanımda ve desteğini üzerimden çekmiyor. Ama
yinede bütün öğlenden sonrasını sıkıntıdan patlayarak tv karşısında geçiren ve
boş boş yaşayan bir birey yetiştirdiğimi düşünmüyor değilim.
Tam gün okula gönderdiğimde, servis yol yemek masraflarını
karşılamak zorundayım. Bunlar maaşımın yarısı ediyor. Ne var bir çocuk, ikiniz
çalışıyorsunuz diyebilirsiniz. Evet, bazen bende öyle düşünüyorum. Ama neden
devlet herkese eşit eğitim hakkı vermiyor. Bunu yapmak onun görevi değil mi? bu
sadece benim için değil tüm çalışan, çalışmayan ebeveynler için aynı olmalı.
Kim olursa olsun eşit sistemde eşit eğitim almalı.
Etüt , yardımcı destek kitaplar, sistemler, iki dakikalık
tenefüsler, oyun oynanamayan okul bahçeleri , müzik laboratuarı olmayan,
okullardan bahsetmiyorum.
Birde büyük şehirde yaşamanın dezavantajıyla yazın çocukları
nasıl eyleyeceğimiz konusu var ki o ayrı bir olay. Belediyemizin yaz okulları
ve belli saatleri var. Tam gün gönderebilirsiniz ama yemek ve yol konusunda
sistemleri daha oturmamış. Ücretsiz ama ek hizmetler verildiğinde, doğal olarak
ek ücret var.
Geçen yıl bir cahillik edip, yazdırdım baktım ki çocukların
yanında ebeveynler de gidiyor ben çalışan anayım, verdiğim ek ücretleri almak
için üç kez belediyeye gidip dilekçe vermem gerekse de , üstüne üstlük memur
dosyamı kaybedip al bacı ne olacak napalım diyip parayı önüme atsa da ben üç
kuruş ta olsa bir daha işini düzgün yapsın diye parayı alıp arkamı dönmeden
çekip gittim.
Bu yıl biriktirdiğimiz parayı basıp ,adam gibi belediyenin
yine ama yüksek fiyatlı spor okuluna gönderdik. Gerçekten kürk mü yiyor yoksa
düdük mü çalıyor bilmiyorum ama bu baskılı şeyler adamı adam zannettiriyor.
Diğer yandan etütlü için daha denememiş olsak da evimizin
yakınında semt konağında hem okul zamanı hem de yaz tatilinde gidebileceği,
Osmanlıcadan tiyatroya kadar ayrıca üst sınıflara yardımcı ders desteği veren
bir yer var.
Bu yıl okul sezonunda deneyip göreceğiz. ama gerçekten iyi
hizmet veriyorlarsa hem ücretsiz hem bol eğitim ve etkinlikli bir okul dönemi bizi
bekliyor. Getirip götürme aşamasını aşarsak ki ben artık kız büyüdü gidip
gelebilir desem de çevreye inanılmaz güvensizim. Hayırlısı deyip kestiriyorum.
Şimdi, en çok oyu alıp hükümet kurma yetkisi verilen ve uzun
süre tek başına iktidar olan bir partinin neden oy aldığını az çok tahmin
edebiliyorsunuzdur. Türk filmi boşuna çekilmiyor ya da adına boşuna Türk Filmi denmiyor.
Acıların çocuğu kıvamında büyüdüğümüz hayatların, acınası yokluğun varlığını ve
lüksünü yaşıyoruz. Her alile de bir emekli var ve gerçekten eşek olursan semer
vuran çok olur cinsinden çalışırsanız iyi kötü birikiminiz oluyor.
Birbirlerine kenetlenmiş biçimde çalışıyorlar, işlerine çok hakim
olmasalar da birbirlerini koruma- kayırma gibi bağlılık gösteriyorlar. Bu doğru
mu? Hayır, ama sistemin yürümesi için sistemin oturmuş olması değil, itaatkâr
olunması gerekiyor.
Chp ye gelince, bence kendi tabanlarından birlik ve
beraberlik yok. Herkes kendi borusunu öttürmeye çalışıyor. Adamlar kendi
çürüklerini temizleyemiyor. Ve bence itaatsizlik doğru ve realist olan sistem işlemiyor.
belkide her kafadan farklı çıkan sesler, bir arada toplansa daha iyi olacak. Ya
da siyasi liderlerlerini lider gibi görseler.
Mhp; bence artık milliyetçilik bitti, herkes kendi derdinde,
Türkler ve Kürtler ayrımını evliliklerle aştık. Birde uluslar arası evlilikler
bile arttığına göre gerek bile kalmadı. Türkler kızlarını veriyor da birde Kürtlerden
kız alsaydık bu yolda ileri adımlar atmış sayılabilirdik.
Hdp: oluşumun siyasi arenada söz sahibi olması ilerleyici
demokrasi adına büyük bir adım. Her ne olursa olsun siyasi düzene adapte olmuş
ideolojisi bireysel haklar ve kimlik hakları olan bir oluşumun liderlerinin bir
süre sonra siyasi düzene kendi çıkarları için ayak uydurduklarını düşünüyorum.Daha
çok yeni , zaman bize doğruyu gösterecek.
Peki, ne olmalı?
İşte bu en can alıcı sorudur. İnsanlar bireysel haklarının
ve yaşamsal gerekliliklerinin yerine getirilmesini fazladan bir hak verilmiş
gibi hissetmedikleri sistemler olmalı. Bu sistemin başında ki gerek başkan,
gerek lider sadece ama sadece sitemin yöneten ve demokratik olarak ilerlemesini
sağlayan kişisel çıkarlarını üstün tutması engellenmeden vicdanen görevini
yapan kişi olmalı.
Bu da ancak sanırım iyi eğitim almış ve sınırlandırılmamış,
öz disiplinini sağlamış zihinlerle ve onlara oluşturulan ortamlarla olur.
Kesinlikle kendi görüş ve düşüncelerimdir. Farklısı elbette
düşünülebilir. Gözümden kaçan eksiklikler olabilir.
Bunu da ancak biz yapabiliriz, sisteme rağmen vicdanlı çocuklar yetiştirerek, sisteme rağmen bildiğimiz doğrudan şaşmayarak, sisteme rağmen boşvermeyerek, sisteme rağmen mücadeleyi bırakmayarak...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder