30 Temmuz 2015 Perşembe

YİNE POLİTİK

Geçenlerde bir yakınım vefat etti. Yaşlıydı birçok kronik hastalığı vardı. Allah çektirmedi. Akrabamız, sevdiğim insan, ölümün soğuk yüzüne ilk kez onunla dokunabildim.
Sabah erken saat de vefat etti. Belediyeyi aradık, hafta sonuydu doktor eve gelecek rapor tutacak ve mezarlıklar müdürlüğünde işlemler yapılacaktı. Burada evde mezarda çok para Allahtan hazır mezarımız var evimiz olmasa da olur.
Mezarları hazırdı. İşlemler yapıldı. Ambulans geldi yine yıkama hizmeti için ambulansla götürüldü. Cenaze arabasıyla geldi. Hem evin önünde komşularda helallik alındı hem de camide namazı kılınıp helallik alındı.
Belediye mezarlığa gömüleceği zaman bir servis tayin etti gideceklere. Yıkama, kefen vs işleri ücretsiz yaptı. Akşam için ise eve gelenlere yiyecek gönderdi.
 Ahhh ninemler eskiden kefen parası biriktirirlerdi. sattıkları yumurta, yoğurt , sütten. Yanlışım varsa düzeltin sanırım bütün belediyeler bu hizmeti veriyor. Mezar masrafını saymazsak iyi hizmet.
3 metrelik bez işte ama o bile bir zamanlar ne pahalı idi demek ki…
Mesela çöp konteynerlerinin yer altına inmesinin iyi bir hizmet olduğunu düşünüyor bazı arkadaşlar. Kliniğin önüne ambulans için iki kez duba yaptı belediye bizim insanoğlumuz koca kamyonla çarpmasa bizde demirci bulmak zorunda kalmayacaktık.
Bir arkadaş ise belediyelerdeki tapu işleri için, konuşmuştuk işin içinde, yeni belediyelerin bu tapu dairelerinde ve proje onaylarından eskisinden daha az rüşvetlerin döndüğünü duymuştum. daha iyi hizmet veriyorlarmış.
Eski zihniyette daha el altından, göbek üstünden yürüyormuş bu işler, birazda karşılıksız para ve ben bunun karşılığını rahatça söyleyemiyorum.
Şimdi diyeceğim şu parti diye ama olmayacak. Neyse… Herkes bir değil ,çıkarsız ve vicdanıyla hareket eden insanların bir yerlerde bolca olduğunun hayalini kurmak daha çekici geliyor.
Sanırım hükümetin en çok sınıfta kaldığı mesele eğitim meselesi. sanmak biraz az kalıyor ya !!! ama işte…ilkokula giden bir kızım olduğu için bu konuya daha vakıf sayılırım.
Dershanelerin kapatılması, bir birine paralel giden iki doğrunun her ne hikmetse birbirini kesmeye çalıştığı kesişen doğrular haline geldiği allak bullak bir sistem halini aldı.
Şimdilik dershane falan gibi durumlara girmedik. Ama gelecek bizi buralara götürüyor. Çalışan bir anne olduğum için çocuğumun tam gün okuması gerekiyor. Şükür ki annem yanımda ve desteğini üzerimden çekmiyor. Ama yinede bütün öğlenden sonrasını sıkıntıdan patlayarak tv karşısında geçiren ve boş boş yaşayan bir birey yetiştirdiğimi düşünmüyor değilim.
Tam gün okula gönderdiğimde, servis yol yemek masraflarını karşılamak zorundayım. Bunlar maaşımın yarısı ediyor. Ne var bir çocuk, ikiniz çalışıyorsunuz diyebilirsiniz. Evet, bazen bende öyle düşünüyorum. Ama neden devlet herkese eşit eğitim hakkı vermiyor. Bunu yapmak onun görevi değil mi? bu sadece benim için değil tüm çalışan, çalışmayan ebeveynler için aynı olmalı.
Kim olursa olsun eşit sistemde eşit eğitim almalı.
Etüt , yardımcı destek kitaplar, sistemler, iki dakikalık tenefüsler, oyun oynanamayan okul bahçeleri , müzik laboratuarı olmayan, okullardan bahsetmiyorum.
Birde büyük şehirde yaşamanın dezavantajıyla yazın çocukları nasıl eyleyeceğimiz konusu var ki o ayrı bir olay. Belediyemizin yaz okulları ve belli saatleri var. Tam gün gönderebilirsiniz ama yemek ve yol konusunda sistemleri daha oturmamış. Ücretsiz ama ek hizmetler verildiğinde, doğal olarak ek ücret var.
Geçen yıl bir cahillik edip, yazdırdım baktım ki çocukların yanında ebeveynler de gidiyor ben çalışan anayım, verdiğim ek ücretleri almak için üç kez belediyeye gidip dilekçe vermem gerekse de , üstüne üstlük memur dosyamı kaybedip al bacı ne olacak napalım diyip parayı önüme atsa da ben üç kuruş ta olsa bir daha işini düzgün yapsın diye parayı alıp arkamı dönmeden çekip gittim.
Bu yıl biriktirdiğimiz parayı basıp ,adam gibi belediyenin yine ama yüksek fiyatlı spor okuluna gönderdik. Gerçekten kürk mü yiyor yoksa düdük mü çalıyor bilmiyorum ama bu baskılı şeyler adamı adam zannettiriyor.
Diğer yandan etütlü için daha denememiş olsak da evimizin yakınında semt konağında hem okul zamanı hem de yaz tatilinde gidebileceği, Osmanlıcadan tiyatroya kadar ayrıca üst sınıflara yardımcı ders desteği veren bir yer var.
Bu yıl okul sezonunda deneyip göreceğiz. ama gerçekten iyi hizmet veriyorlarsa hem ücretsiz hem bol eğitim ve etkinlikli bir okul dönemi bizi bekliyor. Getirip götürme aşamasını aşarsak ki ben artık kız büyüdü gidip gelebilir desem de çevreye inanılmaz güvensizim. Hayırlısı deyip kestiriyorum.
Şimdi, en çok oyu alıp hükümet kurma yetkisi verilen ve uzun süre tek başına iktidar olan bir partinin neden oy aldığını az çok tahmin edebiliyorsunuzdur. Türk filmi boşuna çekilmiyor ya da adına boşuna Türk Filmi denmiyor. Acıların çocuğu kıvamında büyüdüğümüz hayatların, acınası yokluğun varlığını ve lüksünü yaşıyoruz. Her alile de bir emekli var ve gerçekten eşek olursan semer vuran çok olur cinsinden çalışırsanız iyi kötü birikiminiz oluyor.
Birbirlerine kenetlenmiş biçimde çalışıyorlar, işlerine çok hakim olmasalar da birbirlerini koruma- kayırma gibi bağlılık gösteriyorlar. Bu doğru mu? Hayır, ama sistemin yürümesi için sistemin oturmuş olması değil, itaatkâr olunması gerekiyor.
Chp ye gelince, bence kendi tabanlarından birlik ve beraberlik yok. Herkes kendi borusunu öttürmeye çalışıyor. Adamlar kendi çürüklerini temizleyemiyor. Ve bence itaatsizlik doğru ve realist olan sistem işlemiyor. belkide her kafadan farklı çıkan sesler, bir arada toplansa daha iyi olacak. Ya da siyasi liderlerlerini lider gibi görseler.
Mhp; bence artık milliyetçilik bitti, herkes kendi derdinde, Türkler ve Kürtler ayrımını evliliklerle aştık. Birde uluslar arası evlilikler bile arttığına göre gerek bile kalmadı. Türkler kızlarını veriyor da birde Kürtlerden kız alsaydık bu yolda ileri adımlar atmış sayılabilirdik.
Hdp: oluşumun siyasi arenada söz sahibi olması ilerleyici demokrasi adına büyük bir adım. Her ne olursa olsun siyasi düzene adapte olmuş ideolojisi bireysel haklar ve kimlik hakları olan bir oluşumun liderlerinin bir süre sonra siyasi düzene kendi çıkarları için ayak uydurduklarını düşünüyorum.Daha çok yeni , zaman bize doğruyu gösterecek.
Peki, ne olmalı?
İşte bu en can alıcı sorudur. İnsanlar bireysel haklarının ve yaşamsal gerekliliklerinin yerine getirilmesini fazladan bir hak verilmiş gibi hissetmedikleri sistemler olmalı. Bu sistemin başında ki gerek başkan, gerek lider sadece ama sadece sitemin yöneten ve demokratik olarak ilerlemesini sağlayan kişisel çıkarlarını üstün tutması engellenmeden vicdanen görevini yapan kişi olmalı.
Bu da ancak sanırım iyi eğitim almış ve sınırlandırılmamış, öz disiplinini sağlamış zihinlerle ve onlara oluşturulan ortamlarla olur.
Kesinlikle kendi görüş ve düşüncelerimdir. Farklısı elbette düşünülebilir. Gözümden kaçan eksiklikler olabilir.
Bunu da ancak biz yapabiliriz, sisteme rağmen vicdanlı çocuklar yetiştirerek, sisteme rağmen bildiğimiz doğrudan  şaşmayarak, sisteme rağmen boşvermeyerek, sisteme rağmen mücadeleyi bırakmayarak...
 





Hiç yorum yok: