Ülkemizde, çevremde, tanık olduğum, haberini aldığım bütün felaketlerde ve üzücü olaylarda, İstanbul’dan gitme isteğim daha da artıyor.
Cimcime anaokuluna başladığında da aynı hisleri yaşamıştım. Okulu, ilkokulun bahçesinde, tek katlı bir bina idi. ben çalışıyordum. Allah korusun, deprem olsa, işyerindeyim, bana bişey olsa, onu kim arayacak? Ben nasıl bulurum Cimcimemi diye düşünüyor. Hep İstanbul’dan gitmek, tek katlı, küçük köy evimde , sade,yavaş bir hayat yaşamak istiyordum.
Hala devam ediyor bu isteğim bir gün döneceğim köyüme… Ve bir şeyler yapacağım. Burada kendi çapımda sadece evim, eşim, dostum, tanıdıklarım, için ürettiklerimin asıl kaynağına Anadolu insanına, saflığına, mutluluğuna gideceğim.
Aslında bu hissettiklerimi, istediklerimi Cemo’ da istese, şimdiye kadar buradan gitmiştik. Onunla olmak beni ne kadar mutlu etse de, onunla orada olmak beni daha mutlu ederdi.
İstediğim buradaki gibi bir çiftlik kurmak. Topraklarımız çok yok, birkaç tarla dedemden kalma ve almak istediğim bir arsa var. Arsayı aldığımda içine, her taşını tek tek özümsediğim, bir taş ev yaptırmak istiyorum…
Tavuklarım olsun ufak, bir bahçem, birde yanımda çocuklarım. İsteklerimi gerçekleştirmem için bir süre daha, bu tempoda çalışmam gerekiyor. Hiçbir şey yapamasam da sanırım gidip yerleşebilmek için emekliliği beklemem gerekiyor.
Bir gün İstanbul’u özlemek ve görmeye gelmek istiyorum. hergün toprağa basabilmek istiyorum. Renk renk çiçeklerim olsun. Geniş bir bahçem, birde istediğim sabun ağacı tohumlarım ağaç olsunlar.
İnşallah
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder