25 Nisan 2014 Cuma

Yan Yana

Bir hafta önce, Cimcime akşam eve geldiğimde, koşarak yanıma geldi, sınıfında bir seçim yapıldığını söyledi. Ne seçimi olduğunu sordum. 23 Nisan dolayısıyla, okuldan birkaç kişinin belediye başkanı koltuğuna oturacağını, onun içinde çok konuşkan çocuklardan müdürün seçim yaptığını söyledi. Ardından neden seçilmediğini sordu. 3 kişi seçilmişti, biri öğretmenin sevdiği çalışkan kız, diğeri satranç yarışmasına katılan öğrenci bir diğeri de büyümüşte küçülmüş, akıllı bir çocuktu.
Bende derslerinde başarılı, kendini ifade edebilen öğrencilerin, böyle yerlere gidebildiğini- malum hala okuma güçlüğü sorunu var-gibi bir şeyler söyledim.
Birkaç gün sonra seçilen çocuklardan birinin annesiyle yolda karşılaştık. hoş beş sohbetten sonra oğlunun saçını okşayıp, Nasıl, gittiniz mi belediye başkanına? diye sordum. Daha gitmemişlerdi, 23 Nisan günü gideceklerini söyledi ve ekledi; zaten sorma “neden benim çocuğum seçildi diye bütün anneler tepki gösteriyorlar”dedi. Bende her annenin böyle bir şeyi isteyebileceğini ama bu tip tepkilerin mantıklı olmadığını söyledim.
Gerçekten öyle idi.. hangi anne istemez ki, çocuğunun böyle bir başarı göstermesini. Ne yalan söyleyeyim ben bile hafif bir kızgınlık ve kıskançlık yaşadım. Acaba nerde yanlış yapıyordum , uzun çalışma saatleri , çocukla az vakit geçirme , haftanın altı günü durmadan , çalışıp işin stresiyle gelip, yanlış mı yapıyordum . Abartmamalıydım, daha fazla zorlamalıydım. Daha çok çalıştırmalıydım, terbiye etmeliydim, işi bırakmalıydım, çocuğu rahat yetiştiriyorduk, daha farklı şeyler yapmalıydık gibi şeyler düşündüm.
Düşünmüştüm ama aklımdan bir kere bile seçilen çocukların ailelerine tepki göstermek, laf atmak geçmedi.
23 Nisan geldi ve seçilmiş, akıllı, çocuklardan birinin annesi sosyal medyada fotoğraflarını paylaştı. Görünce, iç sesim hiçte kıskanmadı. Nasıl mutlu oldum, nasıl gurur duydum.
Sonuçta benim kızımın sınıf arkadaşları idi. benim kızımın da onların sınıfında okuması, onlarla iletişim halinde olması bir şanstı. Annelerinin sevincine, gururuna bende ortak oldum.
Kimse aynı olmak zorunda değil. Başarılı, her şeyi bilen, kendini ifade edebilen biri olmak evet güzel bir şey ama her çocuk aynı olmak zorunda değil. Ben elimden gelenin en iyisini yapmaya, çalışıyorum.
Yanlışlarım doğrularımla ben de önce bir insan sonra anneyim. Ne gerek var ki önde gitmeye, yan yana yürümek varken. Geride kalmasın içtenliğiyle, doğruluğuyla yaşasın benim kızım, dünyada bunca yalan varken ve kıskanmasın kimseyi, arkadaşlarının başarısına ortak olsun.

Ben onun iyi bir insan olması için elimden gelenle yanındayım zaten…

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Her çocuğun ayrı bir yeteneği var işte ama önemli olan bunları bulup çıkarmak , ders çalışan süper zeki bir çocuk olabilirsin ama o zamanda hayattan kaçtırdığın çok şey olur, hep böyle düşündüm , bir oğlum var ve 3,5 yaşında onun çok ama çok başarılı değil normal bir düzeyde olmasının ama hayat ile ilgili yaşam varolma ile ilgili her şeyi bilsin isterim , iyi bir işi olsun ama atom mühendisi olsunda merakım yok, ama çok isterim , 213 nisanda bir koltukta otursun bak gene koltuk sevdalısı olduğum ortaya çıktı :) sevgiler mediii