18 Nisan 2014 Cuma

Günlerden bir gün

Eski elmalık 



Bir bayram sabahıydı, erken saatti, kömür kokan sisler sarmıştı her yanı ve hala Alman Amcaların, indirmenin altında bayram salıncağı kuruluyordu. Dün gibi hatırlıyorum o sabahın kırağı soğuğunu. Köy deki kadınların, akşamüstü dede topu oynadıkları, köy yolunda gezdikleri, genç kızların âşıklar tepesine çıktıkları günlerdi. Almanların indirmenin altında kurulan salıncağa binmek için sıra beklenir, sırası gelen hızlıca sallanır ve her sallanışta sırtına vurulup “ yavuklun kim?” diye sorulurdu.
Benimde genç kız olmaya, genç kızlarla olmaya özendiğim, yavuklu nedir bilmediğim günlerdi. En çokta halamları ne konuştuğunu merak eder, beni aralarına katmaları için her şeyi yapardım.
İşte o günlerden, öyle günlerden bir gün; babam büyük erkek kardeşimle bizi karşısına aldı. Elimize aynı miktarda para verdi. Daha sonra  “Akşama bu parayı harcamadan getiren olursa, bu kadar daha vereceğim” dedi.
Parayı alınca çok sevinmiştim. Daha önce bu kadar büyük miktarda para aldığımı hatırlamıyordum. Parayı; şimdi hatırlamıyorum ama büyük ihtimalle kırmızı lewis kotumun cebine koydum. Kızları görmeye, dallarında ters takla atmayı bir türlü beceremediğim, elma ağaçlarının olduğu, herkesin elmalık dediği, bayram yerine gittim. Daha erkendi birkaç kişi vardı. Elma ağaçlarına çıktım. Dalları hala çiğliydi. Sıkıldım birkaç kez salıncağın olduğu yere gittim, kendi kendime sallandım. Öğleden sonra halamlar geldi. Genç kızlarla, erkeklerin bir arada gezindiği, bir birlerine laf attıkları ve “yavuklun kim?” diye sorup, salıncakta sallandıkları anlar başlamıştı.
Köy meydanının ortasında evi olan, Hatice Teyzeler evlerinin yem yerinin bir tarafını kapatıp Necati amcalara bakkal olarak kiraya verdikleri bakkal dükkânı vardı. İşte o bakkalında çok güzel Elvan gazozları, leblebileri, bardakla satılan çekirdekleri ve renkli gazozları vardı. Hemen gittim bir tane Elvan gazoz ve fıstık aldım, ardından çekirdek aldım. Halamların yanına gittim onlara da verdim. Baktım sohbet iyi gidiyor, elvan gazozlarından onlara da ısmarladım.

Parayı nerden buldun diye sordular “ Bayram paralarımı harcıyorum” dedim gülüştüler “Daha küçüksün harcama paranı lazım olur” dediler. Param ne kadar çoktu, harca harca bitmiyordu. Herkese elvan gazozlarından ısmarlamıştım. İkindi vakti kadınlar indi, bayram yerine, dede topu oynadılar biz ortada sıçan olduk. Amma zevkliydi, mendil kapmaca oynadık. Bir kere mendili çok iyi kaçırdım ve bizim taraf kazandı. Ne güzeldi hep oynatırlar beni artık diye düşündüm.
Yürünen yola eklenen yol
  Akşam oldu artık karanlık basmıştı herkes evine gitti bende eve gittim. Büyük mavi kapılardan bahçeye girdim. Şimdi ne olduğunu hatırlamıyorum ama annem kazanda bir şeyler kaynatıyordu. Güneş batmak üzereydi. Babam salondaki divanın üstüne uzanmıştı. Büyük erkek kardeşimde salonda oturuyordu. Salona girdim babam doğruldu ve divanın üstüne dizini kırarak oturdu. Salonun ortasında dikiliyordum, büyük erkek kardeşim sırıtıyordu ben bir anlam veremiyordum. Babam “hadi bakalım sabah verdiğim para kimde kaldı?” dedi.
Büyük erkek kardeşimin parası olduğu gibi duruyordu. Ben ise; bu kadar çok parayı nerden bulduğumu hatırlamıştım. Babam kızmadı bu olay bir deneydi ve benim savurgan cömert (ben uydurdum) olduğumu öğrenmişti. Ben böyleydim yapacak bir şey yoktu.
 Şimdi o elma ağaçları yok, dede topu oynayan kadınlar, “yavuklun kim?” diye soran gençler yok. Her biri ayrı şehirlerde ve bu günleri yâd ediyorlar. Dönmenin de mümkün olmadığını düşünüyorlar.

 Bu gün günlerden ,o gün olsun. Yâd edelim ...

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Ne kadar şanlısın bir sürü anın var bir sürü hemde, belkide bayramlarda hiç anım olmasında ,belkide istanbulda büyümüş yaşamış birisi olarak çok acı duyuyorum senin bu anıların okurken, kıskanmak değil özenmek diyelim bunun adına , ama sanırım bunları sadece sen biriktirmişsin sen saklamışsın ruhunda yüreğinde , diğerleri çoktan utunmuştur belkide , yada aman onlar geçti şimdi facebooktan konuşup twitt atıyoruz diyorlarmıdır , köydeki gençler yada genç kaldımı köylerde i, yavuklum o nedemek biz çıkıyoruz artıkm sevgili olduk cümlesi gibi değildir. Yavuklu olamanın içinde aşk vardır,terk etmek yoktur, sadece o zamanlar birisi ile yavuklu olursun ve bir ömür yaşlanırsın sanırım yada banamı öyle geliyor. Sevgiler Püskül daha çok anın olsun dağlar kadar güzel anıların olsun MEDİİİİİ