Yedi ya da sekiz yaşlarında idim. Babam'ın eski tip mavi
burunlu tepesinde büyük erkek kardeşimin isminin yazılı olduğu bir kömür
kamyonu vardı.
Kamyonla anneanne veya teyzemlere giderken çekirdek ailemiz
sıkış tepiş içinde otururdu. Önce ilçenin içine giren babam ilk kavşaktan sapar
ve dış yola çıkardı.
Hep döndüğümüz o kavşağın solunda kocaman bir tabela asılıydı.
Satılık bina yazan kısmını okumuştum ama nedense üstündeki yazıyı bir türlü sökemiyordum.
İlk geçişte ''müs' ü ''söktüm 2. Geçişte ''ta 'yı'' 3. De ''kil 'i '' ve en
sonunda birleştirdim. Müs- ta- kil evet
ama ne demekti onu anlamamıştım. Her geçişte okumaya ve anlamaya çalıştım acaba
yanlış mı okuyordum bilemedim. Sekizinci veya dokuzuncu geçişte yani üstünden
sanırım bir yıl geçmişti, anneme;
-
Anne müstakil ne demek?
Diye sordum.
Annem tek katlı bina anlamına
geldiğini söyledi ve ben artık okuduğum kelimenin anlamı olduğunu bulmuştum. Nasıl
mutlu olduğumu anlatamam.
Şimdi benim kızım 7 yaşında.
Eline geçen bütün kâğıt
parçalarını, TV de gördüğü yazıları, yolda gördüğü bütün harfleri ve kelimeleri
sökmeye çalışıyor.
Dedesini görmeye gittiğimizde ‘’oto
park tabelasının ‘’oto ‘’kısmını okudu ve çok heyecanlı idi.
Aynı heyecanı bende yaşıyorum.
Bu heyecan bazen yerini strese
bazen ilgisizliğe bırakıyor. Akşamları evimizde ders kaosu yaşanıyor. Kelimeleri
ezberleyen kızıma öfkelenerek ve sinirlenerek geçiyor.
Hani öyle güllük gülistanlık değil.
Ders yapmak istemiyor, erken uyumak
istediğinde dersler bitmiyor, dersler bittiğinde erken uyumak istemiyor.
Bir gün anneaaaa bu nasıl
demediği, her dakika bildiği şeyi tekrar tekrar göstermemi istemediği gün yok.
e bende yemek yapayım, bulaşık yıkayayım, kitap okuyayım derken ne ona ne
kendime vakit ayırabiliyorum.
Böyle sinir, stres ile kah
ağlayıp kah gülerek geçirdik yarıyılı. Hani benim yanlışlarımda yok değil.
Birgün matematikten sıralama ödevini sıralamadan gönderdim. Sayıları olduğu
gibi altına yazdı ve gitti.
Kırmızı kalemle çizilmiş koca bir
soru işareti ile geri geldi. Ertesi gün düzeltip gönderdik.
Bir gün''İ ''harfini anne yanlış
yaptırıyorsun demesine rağmen benden iyi mi bileceksin diyerek ters yaparak gönderdim.
Sonuç; kırmızı kalemle çizilmiş koca
bir soru işareti ve düzgün yapılmış ''İ'' ile ödev geri geldi.
İŞTE BİLMİŞ ANNENİN TERS ''İ'' LERİ |
Çok şükür başka ödev hatamız da
olmadı.
Ama dönemin son bombası bizim
evde şöyle gelişti. Okulda süt içebilmesi için onay formu gönderdiler. Geçen yıl
izin vermemiştim ama bu yıl istersen içebilirsin çünkü beslenmende kutu süt
koyuyoruz dedim. Sen kararını ver ona göre onaylayacağım dedim. Cevabı aynen
şöyle idi;
-
Anne zaten piyasadaki sütler çok iyi bir şey
olabileceğini zannetmiyorum.
Cemo ile ikimiz bu kararını saygı ile
gülerek karşıladık.
Bizim için 2012-2013 yılı eğitim öğretim 1.
Yarıyılı gülerek, ağlayarak, sinirlenerek, sevinerek ve birçok yazıyı çözmeye,
tabelaları okumaya çalışarak geçti.
Karnesini alan kızım şimdi 2. Döneme hazırlanıyor.
Anne çok ders çalışmak istiyorum diyor.
Sonuna kadar umarım böyle gider hep
derslerini çalışır, artık kelimeleri ezberlemekten vazgeçer.
Kelimeleri ezbere olmadan okumaya
çalışırken ağzının girdiği değişik şekillere, akşamları evdeki ders yapma ,
yemek hazırlama ,TV yi açan eşe bağırma , TV yi bırakıp Bilgisayara giden oda olmayınca telefonla oynamaya başlayan
evin erkeğine bir türlü laf anlatamama durumuna , ortalık toplama kaosuna daha
fazla dayanamayıp cinnet geçirebilirim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder