29 Şubat 2012 Çarşamba

Köyden İndim Şehre


2003 yılın da evlenerek ayrıldım köyümden. Köyümüz 90 haneli sıcacık insanların bulunduğu, dedikoduların etrafında döndüğü bir köydü, küçük köylerde, kasabalardaki küçük insanlar küçük olayları güzelce dedikoduya çevirebilirler zaten değil mi?
Bende bu köyden çıkıp gelmiştim. İlk falsomu kayınvalidemin arkadaşı olduğunu söyleyen yaşlı teyzeyi eve alarak vermiştim. Annemden güzel bir laf işittim. Kızım sen nasıl alırsın eve hırlımı hırsız mı belli değil. Ya başına bir şey gelseydi taze gelinsin güzelsin altın inci mafyası bile olabilir v.s v.s devam etti gitti. Kadının hiçte öyle katil, mafya gibi bir hali yoktu valla, gayet aklı başında yaşlı başlı bir teyzeydi ama ben zılgıtı yemiştim bir kere.
İşe başladığımda da saflıklarım devam etti. Ama şu tırnakçılara veya kalpazanlara karşı gözümü dört açmıştım. Tek yanlışım ki buna bence yanlış denmez her doğruyu söylememdi. Bir şey oldumu hemen atlardım doğrusunu söylerdim. Dr.Gacet bir keresinde her doğru her zaman söylenmez diye uyarmıştı ama bu benim kişiliğimde olan bir şeydi. Kolay yalan söyleyemem, söylediğimde zaten yanaklarımdaki kırmızılıklar beni ele verir.
Bir keresinde bir iş arkadaşım, evlenen arkadaşına düğün hediyesi olarak bilezik almış. sevine sevine bana bak nasıl püskül demişti. Bende bu kadar iyi arkadaşa göre çok ince bir hediye ben beğenmedim demiştim. 2 hafta boyunca benle konuşmadı napim ama bu gerçek ben öyle düşünüyorum ne düşündüğümün önemi yok mu? YANİ.
İnsanlar sana fikrini soruyorlar söyleyince de hoşlarına gitmediğinde küsüyorlar bence sorun bende değil. Ne istediğini bilmeyen insanlar da.
Geçen gün abim bana çok sertsin hatta diktatörsün dedi. Bir de üstüne arkadaşım sert bir mızacın var deyince afalladım doğrusu. Ben gerçekten onların düşündükleri gibi düşünmüyorum. Ben sert değil net bir insanım varsa var yoksa yok aksa ak karaysa kara. Ama işte millet illa diyor ki kardeşim benim istediğimi söyle, düşün. O zaman ne anlamı var ki düşünmemin sen söyle ne diyeceğimi, söyleyeyim dimi ama.
Buradakilere, hastalara karşı gayet nazik, yumuşak olduğumu düşünüyorum. Tek yaptığım terslik dürüstlüğüne inanmadığım; hani acil bir durum oldu paramız yoktu, yada ben getiririm siz yapın gibi yapacaklarını geniş zaman yayan insanlara asla inanmamak ve kapıyı göstermek. Tabii ki benimde yumuşacık bir yüreğim yok ama gerçekten temiz bir yüreğim var.
Bir kez daha söylüyorum; ‘’BEN SERT DEĞİL, NET BİR İNSANIM’’

Hiç yorum yok: