30 Aralık 2011 Cuma

iyi yıllar...

Her yılbaşında babamın eve puro, çerez ve içkiyle gelişini hatırlarım. Bunları getirdikten sonra gidişini ve  ne zaman geldiğini görmediğim gelişini. Neden böyle yapardı bilmiyorum.Hiç bir zaman ailece  oturup yılbaşı kutlamadık biz. Yok bizim kültürümüzde. Babam noel babayı mı bekliyordu bilmiyorum ama sanki kutlayacakmışız gibi hazırlanırdı.
Yılbaşı kutlaması diye bir şey olmayacak evde.. Cemo çalışıyor, ben tam gün çalışıp eve gidip bir şey yapacak halde olmayacağım, kızım hala ağaç süslemesi gibi hayaller kuruyor. Bugün okulda parti yapacaklar.
Mutluyum , eve , kızımla olmaya alıştım . Allah yuvamızı bozmasın. sağlıklı bir yıl olmasını diliyorum sadece.
Annem, babam evde yalnız olacaklar . Evlatları benim yanımda. Hep birlikte  rutin cumartesilerden birini geçireceğiz.En çok abimle sohbet etmeyi özledim. Fark ettim ki çok az yaş farkımız olduğu için sanırım birbirimizin ne demek istediğini iyi anlıyoruz. İyi ki o, kardeşim  yakınımda. Bana en büyük hediye onlar.
Yeni yıl bizi birbirimizden ayırmasın inşallah.

27 Aralık 2011 Salı

Dolu dolu bir pazar:)

Anne olduğumun farkına varmaya başladım. Şimdiye kadar babaannesinde kalması gerçekten çok geri götürmüş beni. Ben onun annesiyim ve oda benim kızım.
Canım her şeyim dayanamıyorum onsuz uyumaya. Sanki ilk defa yeni anne olmuş gibiyim.
Muhteşem bir Pazar günü geçirdik. Önce fatih belediyesinin çocuk tiyatrosuna gittik. Sıcak ve kalabalık sıktı ama keyifliydi. Bence ses sistemi kurulmalı çocuklar şarkılar bittikten sonra sıkılıp konuşmaya başlıyorlar. Salon uğultulu, kalabalık olunca dikkat dağılıyor ve sıkıcı hale geliyor.
Ardından bir ay önceden randevusunu aldığımız İstanbul moderndeki küçücük kutucuk etkinliğine katıldık.




16 Aralık 2011 Cuma

coraplar sadece giyilir mi ?

.
Siz çorapları sadece şık görünmek için mi kullanıyorsunuz? Cevabınız evet ise bu becerikli hanım efendinin sitesine buyurun. Yani bu kadar ayrıntıya da pes dedim. O kadar güzel çalışılmış ki. Görür görmez denedim ama aceleciliğimden pek beceremedim. Ama çocuklar için değişik bir hediye ya da etkinlik yapmayı düşünürseniz bir deneyin derim.

14 Aralık 2011 Çarşamba

İSTİFA ETTİM

İstifa ettim.
Her şey yeniden başlıyor.
Kimine göre dengesizlik
Kimine göre aptalca bir durum
Ben mutluyum gerisi yalan 
Kalmam için ısrar ediyorlar
Ama ben burası için bittim, Burası da benim için 
Sekiz yıl az değil 
Ayrıntılı bir post hazırlayacağım 
Ama biraz daha zaman var 
Evime gidip kahvemi içip post hazırlayacağım 
26 Aralıkta tanı kodlama eğitimine başlayacağım 
Buda benim için bir adım 
Çalışacaksan burada devam et işini bozma diyorlar
Hatta tazminatımı almadığım için manyak olduğu mu da düşünenler var 

Her şey para değil, elbette ki çok iyi kazandığım bir zamanda işi bırakmak mantıklı değil ama neler  yaşadığımı bir ben bilirim. Çok zor sayılabilecek günler geçirmiştim burada ama bu son olay  çok ağır geldi. Bana gerçekten neyi, kimi önemsemem gerektiğini hatırlattı.

Yeni bir hayat beni bekliyor, işsizin günlüğü olarak devam edeceğim hayırlısı.
Her gün burada olacağım 
















12 Aralık 2011 Pazartesi

Sulu aşure


Şimdi şu ayda tamda aşure tarifi vermek gerek değil mi? bu fotoğraf benim yaptığım çevremdekiler tarafından çok sulu bulunan, eşim tarafından hiç yenmeyen aşure.
Tarif bu güzel Allah dostu insanın sitesinden tam tarifi uygulama huyum hiç yok benim ya harfi harfine, ölçüsü ölçüsüne hiç yapamıyorum tarifleri. İlla ki içine ya başka bir şey koymuyacağım ya da ölçüye uymayacağım illa.
Ha işte uymadım ama tadı aynı köydeki gibiydi canım köyümde herkes aşuresini yapar kapı kapı dolaşıp koca koca taslarla dağıtırdı. Maalesef apartman kültürüne girmek zorunda kaldığımız koca şehirlerde sadece apartmandaki komşularıma dağıttım en çok sevindirende alt katta oturan hiç görmediğim yabacı komşum thank you dedi keşke bir tane daha verseydim dedim ama geçmişti artık.
Anneme de danışma gereği duydum yinede annem şöyle dedi kızım bak bizim buralarda aşure kaynatılmaz ama istanbul da kaynatıyorlar sende kaynat gibi bir şey söyledi. Başlangıç kaynatmadan gelen aşurenin nasıl kaynatmadan olduğu konusunda bir fikrim yok ama ilk kez aşure yapmama rağmen bence tadı fena değildi.  
YORUMLAR
Kaynanam – çorba kızım işte. Beğenmedi yani
Eşim --- böyle aşure mi olur.
Dr. Gacet – hepsini içti çok güzel olmuş
Dr. Örtger --- sormadı
Hacı – bay bilmiş—bu ne biçim aşure
Bayan püskül --Hayatımda ilk kez yaptım napim J

7 Aralık 2011 Çarşamba

Makarna kavurması

Ortaokul yıllarında 13-14 yaşlarındayken köydeki kadınlar aralarında gün yapmaya yeni başlamışlar, ufakta olsa para topluyorlardı. Şimdinin altın günleri diyebilirim altın günü de kalmadı artık altın fiyatları uçuşa geçince kimse altın günü yapmaz hale geldi bence.


O zamanlarda kaynanalar bunlara nineciğim de dâhil kadınların gün yapıp, kaynanalarını çekiştirdiklerini, topladıkları paralar kadarda yiyip içtiklerini. Amaçlarının biraz para biriktirip imece usulü bir şey yapmak olmadığını zaten yapılan masrafın onun bir kaç katı olduğunu söylüyorlardı. Bende bazen bu kayınvalidelerin yanında takıldığım için bu dedikoduları hep dinlerdim. Hatta bizde bari bir örfene yapalım toplanalım da görsünler bakalım falan derlerdi. İşte bizim oranın insanları işleri güçleri eğlence ve bu eğlencenin yanında kaynana gelin çatışması. Örfene nin ne anlama geldiğini bilmiyorum işin aslı google dan da araştırmadım ama bizim oralarda Örfene aynı yaştan yani orta yaş iki çocuklu gelinlerse onlar genç yeni gelinleri almazlar ya da genç kızları. Aralarında para toplar yiyecek içecek alırlar, çeşitli kılıklara girip dümbelek çalarak eğlenirlerdi. Ertesi günü örfene dedikoduları yayılırdı gelinler şöyle yapmış, böyle yapmış gibisinden bizde bunları duyardık duymamak mümkün mü? Küçük yer kulaktan kulağa giderdi söylenenler.

Her neyse makarna kavurması da artık bu kaynana dırdırından bıkan gelinlerin mi yoksa gerçekten işin ehli birinin mi tarifi bilmiyorum ama bu durumlardan sonra gelinler bütün günlerde, toplantılarında makarna kavurması yapıyorlardı. Gerçekten pratik ve lezzetli bir tarif.

Dün akşam da bizim evde gerçekten pratik bir lezzete ihtiyaç vardı. Ev hanımının canı hiç bir şey yapmak istemiyordu ve evdeki yavrular çok açtı. Aç kurt baba bari bir makarna yiyelim ben hazırlayayım deyip mutfağa gitti. Benim canım isteyip de mutfağa gidene kadar makarnanın suyu kaynamıştı ama hafta sonu yaptığım tavuklu keşkeğin suyunun fazla olduğunu düşünüp ayırdığım tavuksuyu aklıma geldi. Bu akşam da bunu deneyeyim dedim.

5 Aralık 2011 Pazartesi

kestane kebap yemesi sevap :)

Bu aylar tam kestane zamanı pazarda çeşit ve fiyat bakımından farklı kestaneler var . Bizim oralarda kestaneyi pek satın almak gibi bir durum söz konusu değil gider dağ bayır gezersin birde üsütne bol oksijen alırsın  üstünede nerdeyse bir ay yiyeceğin kadar kestane toplarsın.
sizin dağ bayırınız yoksa efendim pazardan kafanıza ve cebinize hitap eden, istediğiniz  kadar kestane  alırsınız, geriye  hangi tarzda ve nasıl yenebilir hale getireceğiniz kalıyor.O kısımı da bana bırakın eveet efendim şimdi kestaneyi direk suya koyup haşlayabilirsiniz de ,isterseniz kebap ta yapabilirsiniz.
suda haşalama patates gibi haslayıp yerseniz bu genellikle dişi olmaya yaşlılar için ideal oluyor bide yeni dişleri düşen 7 yaşındaki  çocuklara  ideal .
Benim yaptığım da yumuşak ve sert arası yani tam kıvamında oluyor. kime göre tabiki bana göre :P
Önce yıkayın yani bir suda çevirin tozu gitsin yoksa ne mikrop olacak.
Efendim şimdi kestaneleri artı şeklinde kestanelerin şiş kısmından çiziyorsunuz.
Hepsini çizdiniz mi? şimdi sıra kestaneleri kaba koyuyorsunuz ve üstüne çıkacak kadar su dolduruyorsunuz.Birazda tuz atın ve bu şekilde 15 -20 dk bekletiyorsunuz. sonrasında suya alıp tepsiye koyuyorsunuz valla şekil mekil öenmli değil nasıl koyduğunuzda koyun tepsiye sürün fırına , en yüksek derece de 1 saat kaldımı zaten fırında olduğu için altlı üstü pişiyor.
Cumartesi akşam kardeşlerle birlikte bizim evde yapılan ve fotoğraf çekilemeden biten kestane partisi vardı ve tam bu şekilde hazırladı. sizde deneyin bakalım ne olacak.Yukarıdaki fotoğraf alıntıdır arkadaşlar ama inanın görüntü ve tat daha güzeldi.

2 Aralık 2011 Cuma

Karnıbahar yermisiniz ?

Eğer çalışıyorsanız akşam eve gittiğinizde çabuk ve lezzetli sofralar hazırlamak gerçekten zor. Yemeğinizi ya akşamdan hazırlayacaksınız tabi ben bu şekilde sevmiyorum bayat yemek yiyormuşuz gibi geliyor ya da benim gibi kaynananıza yakın oturup canınız yemek yapmak istemediğinde veya misafirler bastırınca hemen kayınvalidenizi arayıp yemek hazırlatacaksınız tabii böyle kayınvalide bulmak ta pek kolay değil hehehehe.


Ben akşamdan yaptığım yemekleri ertesi akşama yemekten hoşlanmıyorum, kayınvalidemide çok sevdiğim için yormak istemiyorum :) işte sırf bu yüzden akşam koştur koştuur yemek yaparım napim hep böyleyim.


Bazen sabahtan yaparım .erkenden kalkar çay ile birlikte yemekte ateşe konur çok fazla olmasa da böyle yaptığım zamanlarda var. Akşama bir salata yaptım mı sofra güllük gülistanlık oluyor.


Neyse uzatmadan hemen size yukarıdaki yemeğin tarifini vereyim;


• İki gün önce yapılmış makarna


• Dolapta kalmış çiğ karnı bahar


• Şişenin dibinde kalmış süt = 1 su bardağı bile değildi yani


• 2 yemek kaşığı un


• 2 tatlı kaşığı tuz


• 1 su bardağına yakın su


• 1yemek kaşığı margarin


Tarif:


Hızlıca karnabaharlar temizlenip küçük parçalara bölünerek tencereye konur, bir yandan kaynaya dursun o amanın ne göreyim beşamel sos için süt azzz napsam acaba diye düşündüm biraz su katsam fena olmayacak dedim.


Süt, su, un, tuz ve margarin aynı kaba konulup kaynayıp koyulaşana kadar orta ateşte karıştırılır. Puding kıvamını aldıktan sonra pişmiş karnı bahar  kaba( ben oval Borcam kullandım )sudan alınıp öyle itina göstermenize gerek yok yanlama yatırın işte, üzerine makarna koyup beşamel sos her tarafını kapatacak şekilde dökülür.Üzerine kaşar rendelenir. En son aşama ısıtılmış 170 ' fırına sürülür kaşarlar eriyene ve sosu çekene kadar yaklaşık 30 dk pişirilir. En sonunda yemek için hazırdır karnabahar olduğu için özellikle sıcak yemek daha güzel oluyor.


Kocam tarafından 10 üzerinden 2 verilip en çok yenen yemekti hiç kalmadı tadı da sosu da süperdi afiyet olsun efendim nice güzel mutlu yemeklere :)









1 Aralık 2011 Perşembe

Çilli Necla 1

Çilli Necla 10 yaşındadır bay para onu artık ne yapmak istemişse şehirde bir okula yazdırır. Şimdiye kadar köyünde mutlu mesut en başarılı öğrenci olarak okuyan çilli Necla bir anda ne olduğunu anlamadan köyden şehre okula gitmeye başlamıştır. Ama ne olduğunu tam farkında olmadan elinden tutup okula götürende yoktur tabi ilk gün köy servisine bindirilmiş okula geldiğinde şu sıralardan birine geç diyen personel tarafından hayata ilk adımını atmıştır. Şimdilerde o sınıfta olmasaydım daha bir güzel olurdu diye düşünmeden edemez. Ah Necla ahh hep başka türlü nasıl olur diye düşünür.


Bir sıraya girmiştir dönüşü yoktur artık. Sınıfta altlarda olanlarda vardır yukarılarda olanlarda… Ortalama 30 öğrenci olduğunu düşünün 10 fakir 10 orta halli 10 da zengin çocuklar vardır tabi çilli Necla hangisinde olduğunu bilmez o güne kadarda zümre farklılığının ne olduğunu bilmemektedir zaten taa ki 5. Sınıfa gelip öğretmenin zenginler ve ışık saçanlar arasından 5 öğrenciyi seçip sınavlara hazırlayana kadar. Tabi bay paranın da garibim anasınınsa Necla ile ilgilenecek vakitleri yoktur bay para büyük para peşinde, kumar, içki ve sosyete derdinde. Garibim anne de naspın bay paranın yaptıklarının ezikliğiyle yaşamaktadır. Ah Necla ahh naspın hayatı kavramamıştır bile yaptıklarının hep doğru olduğuna inatla inanmış kimseyi de dinlememektedir.

30 Kasım 2011 Çarşamba

Diş meleği bizim eve gelmiş!

  Bu güzelliğin annesiyim ben. Bu kız benim ömrüm herşeyim.Ne zamandır alttaki dişleri sallanıyordu bir tanesi nerdeyse çıkmak üzereydi ele geliyordu ama ağrıyor diye bana dokundurmuyordu. .27 /11/2011 akşamı ben erkenden yatsın sabah kalkmakta zorlanmasın diye uyutmaya çalışırken hanımefendi beni uyutup, babasıyla meyve  yemeğe kalkmış.Ben çıt diye bir ses duydum ondan sonrada zaten bağrışlar başladı :) Anne dişim çıktı deyip ağlamaya başladı . Hep soruyordu ne zaman çıkacak diye hatta bir hikayem vardı ona eğer dişin çıkarsa yastığının altına koy diş meleği gece gelip yastığının altına para bırakıcak demiştim. Birkaç dakika sonra kendine gelen bu güzellik çook heyecanlandım anne dedi ondan ağlamış:)
Yastığının altına dişini peçeteye sarıp koyduk herzaman ki gibi gece yatmadan dualarımı ettik ama uykuya dalamadı bir türlü camı açıyor camdan dua ediyordu.Ama duanın melekler gelsin yanıma kısmını çok tekrarladı :)
Tabii sabah erkenden kalkan kızım yastığının altına baktı .Şimdi itiraf ediyorum yastığın altında benim koyduğum 2 lira vardı .Okul çıkışı parayı harcamış iyide etmiş napacakki ama ertesi akşam söylediği çok komikti anne dişim nerde bilmiyorum kızım (gerçekten bende naptığımı bilmiyorum hepsini biriktirmek gibi accayip bir düşünecem vardı ama nereye koyduğumu bilmiyorum ):( napacaksın kızım dedim anne bu akşamda yastığıma koyucam her akşam koyucam belki hep para getirir  dedi  ben tabii şaşkın biçimde anlatmaya çalıştım ama parayı benim bıraktığımı söylemedim.
Şimdi kızım o parayı bırakan bendim . İtiraf ediyorum canım benim senii çoook seviyorum .Hayırlı ve mutlu bir evlat olmanı istiyorum.

14 Kasım 2011 Pazartesi

BİR TAVUĞUN GÜNLÜĞÜ

Tavuğun günlüğümü olurmuş demeyin Fatih belediyesini her pazar saat 11:00 da ücretsiz çocuk oyunları var.Bir yıl önce gittiğimizde soğuk salonda amatör bir oyun seyretmiştik.Ne yalan söyleyeyim yine aynı olacak önyargısıyla gittim ama kahkahalarım salonu çınlattı sanırım :) süper eğlendik diyebilirim oyuncular çok iyi oynadılar ben kendimi bir ara şarkılara kaptırmış halde buldum .
çocuk oyunları eğer ücretsiz ise sabah erken saatlere alıyorlar.Eğer gideceğiniz tiyatroya   uzaksanız sabah 8-9 gibi ayakta olmanız lazım bide benim gibi haftanın altı günü çalışan bir anne iseniz işlerinizde sadece pazar günleri yapabiliyorsanız biraz yorucu olabilir. ama değer . Her pazar fatih belediyesinin saat 11:00 de çocuk oyunları var yakınsanız kaçırmayın.

1 Kasım 2011 Salı

Peki siz dünyada kaçıncısınız ?




Şimdi öyle bir başlık bulup allayıp pullayıp sunmak isterdim.Maalesef alışana kadar böyle gidecek sanırım tam bir blogger olana kadar :) Şimdiiiiii buraya tıklıyorsunuz ve dünyada kaçıncı kişisiniz, ortalama ömrünüz ne öğreniyorsunuz :) Tamda dünya 7 milyar kişiye ulaştı neler olacak gelecekte bizi neler bekliyor haberlerini izlediğimiz bu günlerde merak ediyorsanız dünyada kaçıncısınız , kaç yaşına kadar yaşayacaksınız yani ülkenizin cinsiyetinize göre yaş ortalaması ne hepsini bulabilirsiniz .
Tabi ortalama hesaplama ve istatistiki bilgilere dayandırılarak ortaya sonuçlar çıkıyor ama ilginç.
Ben  tahmini olarak 4,692,616,887. kişiymişim ve 75 yaşına kadar yaşayabilirmişim ortalamaya göre. Hadi sizde deneyin bakalım ne çıkacak ortaya.

YAPILACAKLAR LİSTESİ

Blogumu hergün güncellemem lazım
Girmem gereken 25000 hasta kaydı var
Evi daha düzenli hale getirmem lazım
Bayrama gidiyorum Çanakkaleye
Kızıma vakit ayırmam gerekli
Uykudan başımı kaldırıp dikişle uğraşmam gerekli
İşyerinde düzene oturtmam gereken bir sistem var
Peki ben bunları yaparsam mutlu olacakmıyım ? Hayır.bunlar sadece yapılacaklar listesi ,birde mutlu olunacak şeylerin listesini çıkartmam gerekli ama öyle bir liste yok !
ev almış başını gidiyor hafta sonları yapılan üstün körü bir temizlik haricinde hiç bir şey yok .Namazlarım kalıyor kaldıkçada kalıyor ...İşyeri desen öylesine gidiyor rutine bağlamış durumda ,artık herşeyin ucunu kaçırdığımı ,hiçbir şeyi takip edemediğimi  düşünüyorum.Yeni bir sistem geldi ve bu sistem beni korkutuyor heran bir şey olacakmışta  yani sistem çökecekmiş falan filan Dr Örtger ağzıma yüzüme edecekmiş gibi geliyo. Korkuyorum bu adamdan yaaa...antidepresanları avuç avuç içiyorum ama bununla alakası yok sanırım ben kesinlikle melankolik bir insanım. Hep mutsuz olmak taa içime işlemiş kafam gene karma karışık oldu . toplayacağım kendimi  toparlayacağım offff

28 Eylül 2011 Çarşamba

........

taşındım
mutlumuyum ? kızım yanımda bu güzel
pişmanım
evi sattığıma
bu düzene girdiğime
işi bırakmadığıma
kocamı dinlemediğime
başımdan kötü bir olay geçti
çok kötü
kendime olan güvenimi kaybettim tamamen
uzun sürede olmayacak
berbatt durumdayım
sadece bakıyorum
akıp giden hayata
içimde hiç umut yok
herkes saçmalama diyor
ama sorun bende
keşke neolursa mutlu olabileceğimi bilseydim
bilmiyorum
en kötüsüde bu zaten
herşeye pişmanım
öyleee zaman akıp gidecek ....
ışık yok,renk yok
hiçbir şey yok
bu yazıyıda o boşluklardan birinde yazıyorum
gitmek istiyorum bambaşka bir şehire

26 Ağustos 2011 Cuma

Kadir gecesi

Kadir geceniz mübarek olsun
Ramazanın başında yazmışım, taşındım
Çok karanlığım bu aralar
Yazacak çok şey var .
Yazamıyorum :(
Hazırladığım taslaklar kaydettim duruyor yayınlayacağım .
İşyeri yoğun ev yoğun ...
Her seferinde olduğu gibi yeni insanlar tanıyorum yeni acılarda geliyor tabi arkasından
 Bir ramazan ibadetim sadece kılabildiğim namazlar oldu.
Biraz zamana ihtiyacım var .
Herşey çok karıştı. kendimi toparlayacağım 
Yarın çanakakaleye gidiyorum 
Yıllık iznimin bir kısmını kullanacağım kalan ise okullar başladığında  hayırlısıyla.
Bu tatil bana iyi gelicek umarım 
Herşey geçicek .



3 Ağustos 2011 Çarşamba

RAMAZAN DA TAŞINMA TELAŞI

Ramazan  geldiii ..
3 gün geçti bile  beklediğimden daha kolay geçiyor .acıkmıyorum , biraz susuyorum ,hafif yemek yedikten sonra biraz rahatsızlanıyorum hayrılısıyla bitirelim ramazanı inşallah.
Dün akşam ilk kez taşınacağım evi ayrıntılarıyla gördüm.Kayınvalidemin  karşı komşusu olucam daha önce hep beş on dakikalık misafir olarak o eve gitmiştim. dün akşam ev sahibinden anahtarı aldım ve ilk kiramı ödedim.hemen boyacı ile konuştuk ,anlaştık. içime sinmeyen yerler var ama yapacak bir şeyyok taşınmak zorundayım. ya işten ayrılıcam yada artık daha yakın bir yere gidicem.ben ikinciyi seçtim .taşınıyorum .

Küçük bir yerde oturmak bu yüzden iyi kolay kolay taşınmak zorunda kalmazsınız çevredeki herkes tanıdık olur ve çocuğunuzzu tanıdığınız bildiğiniz  kişiye kolayca emanet edebilirsiniz.Tek zararı küçük yerde büyük yerde kazandığınız kadar kazanamazsınız yada iş bulamazsınız .offf yine aklım köyde ..

Evin mutfağını beğenmedim eski tip alçak tezgahı olan mutfakta malesef bulaşık makinemi koyacak bir yer yok :( yatak odası apartman boşluğuna bakıyor ve büyük ihtimalle benim yatak odası takımını almayacak .İki tuvaleti var evin biri alafranga biride normal ama banyo lavabo tuvalet hepsi bir arada alafranga olanla.Duşakabin yapılmaz , perde konulmaz :( yaniii böyle 3+1 120 m2 daireden  çıkıp 2+1 70 m2 ye  sığıcaz  kızımla beraber olabilmek adına aklıma  başka şeylerde gelmiyor değil vazgeçtim ben dedim eşime ama  artık dönüş yok dedi . Haklıda kızımın kaydıda yaptırdık napalım katlanıcaz artık.
Şu mübarek günlerde Allah herkesin gibi benimde yardımcım olsun .. 

19 Temmuz 2011 Salı

Neden işimi bırakmadım

    2004  Mayıs ayının sonlarıydı yağmurlu bir günde padron dr gacetinde şimdilerde anlattığı gibi kedi gibi ıslanıp gelmiştim iş görüşmesine ... dr gacet hemen olsun demişti dr örtger iseee dur gacetçım bekleyelim demişti aman dedim bu iş olumazsa kesin örtger yüzünden olmayacak. Tabiii elemansızlığın bıkkınlığı ve benim çalışma azmimin belirginliği , gözlerimin ışıltıyla hemen eve döndüğümde arayıp işe aldılar.Çok karmaşık bir dönemdi.Hemşire sivrinin telefonda püskül hanım yarın sabah 8 de iş başı yapabilirsiniz dediğinde dünyalar benim olmuştu...
   O günden beri hayatımda neler değişti neler .Şimdi ise değişen diş hekimi, hemşire ve personellere klinikteki gel gitlere rağmen tam kadro devam ediyoruz.Değişmeyen kadromuz dr gacet, drörtger,karlos,hacı ve bayan püskül.Sekiz yıldır acımızı ,sevcimizi,mutluluğumuzu,üzüntümüzü ,ayrılıklarımızı, barışmalarımızı paylaştık.
    Beni tanıyanlar bilirler ben hep gel gitlerde yaşarım tabi bu sekiz yılda böyle oldu..ilk başlarda iş stresiyle evde ağlayan küçük kız daha sonraları çocuğu olması nedeniyle çocuğumdan ayrıyım diye ağlamaya başlamıştı.
hersene bıktım artık ayrılıp evde oturucam hatta ben evde oturup kocamın ayaklarını yıkamak istiyorum diye abartmışlığım bile olduu..:P gerçekten çok abartıyorum yhaaaa
    En sonunda kızımın okul meselesi olunca yıllarca bakmış olan annemde kızım ben yaşlandım artık bu çocuğun okul işlerine koşamam deyinde beni bir ateş sardıki sormayın..Eşimin boşver ayrıl baskısı ,herşeyi benim üzerime bırakıp,sen işten ayrılınca herşey çözülecek gibi davranması tam bir işkence idi tabi annemde bu arada ikinci çocuğunu yap boşver el işi her zaman olur böyle olmaz hayatın çalışarak geçiyor yapma ailene yuvana bak diye sözel baskılarıda cabasıydı yaniii.Napacaktım öylece kala kalmıştım .hayat şartları beni nekadar zorlardı yapabilirmiydim hep bunları soruyordum kendime.Önce kafamda oturttum evet çalışmayacaktım  dinlenecektim bir süre evde dikiş dikerim , internet üzerinden çalışırım ,temizliğe giderim  falan filan bir sürü evde iken yapabileceğim şeyler düşünmeye başlamıştım kendimede fena halde güveniyordumm...Ama içimdeki bir ses yapma bunca yıllık emeğin okadar çalıştın didindin bir anda yıkma herşeyi diyordu yani...
Günlerden bir gün dr örtger bana şöyle bir ışık yaktı. yaaa püskül biz senin kıymetini bilmiyoruz..bunu demesiyle bende bir şimşek çaktı ya seni bukadar seven insanları nasıl bırakıp gideceksin diye bir duygu sömürüsü başladı kendi kendime.. Aradan bir kaç gün geçmişti ki maaşıma gelen iyi bir zamla daha bir güvendim kendime diyebilirim ama en can alıcısı da dr gacet ın sen bunu hak ediyorsun demesiydi  sanki % 1500 zam almış gibi oldum ..eşim yinede ikna olmamıştı zaten taşınma yeni bir ev tutma gibi bir parayı harcayarak ben çalışmadan en az  6 ay geçinebileceğimizi ,benim artık dinlenmem gerektiğini söylüyordu..tabi bir sorunumuz vardı  evin kredisi ,kızımın okulu, faturalar  derken gerçekten bir 6 ay sonra zorlanabilirdik ve ben hazır işimden olabilirdim bir daha dönmemek üzere yaaaa bunca yıllık emeğim bırakamam  başkalarına ...
neyse ikna ettim herşey üstüme yığıldı ama ben ikna ettim ya yehuu...
Şimdi taşıma şirketi bulunacak,ev boyanacak,temizlenecek ,yerleşilecek falan filan bir sürü iş ..ayrıca kredisi ödenen ev de ya satıcalak ya kiraya verilecek birde hiç biri olmaz ise iki ödeme var .
İşte böyle bunca yıllık emeğim dedim,bidaha iş bulamam dedim,kendime güvenmedim açıkçası işimi bırakmadım bundan sonrası içinde hayırlısı diyelim artık napalım..

18 Temmuz 2011 Pazartesi

iyiyimmm

İş yerime yeni bir sistem geldi o yüzden çok yoğunum .
Ev de internet bağlantıısını taşınacağımız için kapattırdık .
İşyerimdeki bilgisayara girip fotoğraf yüklemek istemiyorum ..
Kızıma tulum diktim ama yükleyemedim .
Dikiş ve kesim konusunda yeni şeyler keşfettim :P kendimcee..
Yazacağım en kısa zamandaa
Herşeyin düzene girmesini bekleyeceğim bir süre
Görüşmek dileğiyle

13 Temmuz 2011 Çarşamba

Ben obez bir kadınıM

Canım sıkkın bugün ...Öyle ortada olur bir şeyde yok ama ben galiba bozuk yapıda karanlık bir insanım yüzüm gülmüyor.Dün akşam geçen yıl arkadaşımın düğünü için diktirip bir türlü giyemediğim elbiseyi denedim aman tanrım ne olmuş bana böyle dedim ..Ben kendimi dünyanın en güzel en akıllı kadını zannede durayım eski kıyafetllere giremiyorum artıkın yağlar almış başını gitmiş durumda .. zaten bizim dilenkk(iş arkadaşım,arkadaşım) durmadan ya semra sen nakadar zayıfmışsın önceden ne kadar güzelmiş diyip duruyor du .. Kız hakkaten haklıymış .Çok kiloluymuşum ben yaaa obez olmuşum artıkk..







Hafta sonu tatile gidiyoruz .Hayırlısıyla eşimle benim ilk tatilimiz olacak 8 yıldır evliyiz şu tatil olayını bir türlü denk getiremedik izinlerimiz çakışmıyordu bir türlü hatta zavallı kocacım :) abimle bir tatil bile yapmıştı.:)))) hahaha burdan yaramazcaya sevgiler :))) Bu yıl yıine tatil olmayacaktı aslında ama eşim 3 günlük bir izin aldı cuma akşam yola cıkacağız pazartesi o istanbul a dönecek ben çanakkaleye gideceğim 1 hafta gibi kısa bir zaman ama napalım yeter artık.Dönüşte kızımı ÇANAKKALE ye bırakmayı düşünüyorum biraz kalsın dinlensin bakalım nasıl olsa seneye okul var bir daha istediği zaman gidemeyecek . Hem köydeki ortam ona daha iyi geliyor.Ben kalan iznimi artık okullar açılınca kullanacağım okul telaşı ,evi taşıyacağız bir sürü işvar o dönem inşallah hepsi hayırlısıyla olur.







Tatil dönüşü hemen bir diyetisyenle görüşücem ve kendimi sıkı bir diyete sokacağım en azından evlenmeden önceki halim olmasada bir 10 kilo vermem gerekli yoksa durum çok vahim görünüyor..şiimdiden araştırmaya başladım bile ama devlet hastanelerinin hiçbirinden online randevu sisteminde diyetisyen randevusu alınmıyor bir arkadaşım benim için öğrenecek ..bir zamanlar yuh yeme zayıfla derdim ama artık bir uzmandan yardım almadan bu işi beceremeyceğim öyle görünüyor..