20 Şubat 2013 Çarşamba

Suyun kaldırma kuvveti ≠ Benim kuvvetim




Annem beni tuvaletin kapısına kadar getiriyordu, hadi kızım ben bekliyorum sen tuvaletini yap diyordu. Ben tuvalete oturuyordum ve tuvaletimi yapmaya başladığımda sıcacık bir yatakta yatıyor olduğumun farkına varıyordum. Olan oluyordu artık yatak sırılsıklam ben rezil bir halde uyanmış oluyordum.
Birde sabah uyandığımda bunu fark etmiş olmam beni daha çok utandırıyordu. Annem büyüdükçe bütün bu günahımla ıslanmış olan çarşafları yada benim için özel hazırlanmış muşambaları çamaşır makinesi olmadığı için bana yıkatıyordu. Anneler yıkarsa öbür dünyada ellerini yakarlarmış. Öyle dedi. Zaten küçükken doktora götürmüşler erkek kardeşini kıskanıyor demişler. Artık 80-90’ lı yıllarda hangi pedagogdu veya üroloji uzmanı idi bilmiyorum. En belirgin hatırladığım; dedemin beni ismini cismini bilmediğim üfürükten tayyare bir amcaya götürdüğü ve kocaman su bardaklarını ispirtolu yanan pamuklarla bardakların içine tuttuktan sonra belime ve bacaklarıma tuttuğu, anlatırken bile canımın hala acıdığı anıydı. Fakat bu da sadece birkaç gün işe yaramıştı. Sonrasında babamın sana 15 gün altını ıslatmazsam şunu alırım bunu alırım sözleri de tutmamıştı. Sanırım hep alacağım dediklerini almayacağını biliyordum. Bir de komşu teyzelerin su içirmeyin, aman iyi uyandırıp tuvalete kaldırın deyip yazları o muhteşem karpuzu kavunu yiyemeyişim tam bir hüsrandı
Bu böyle ben 14 yaşıma girene kadar devam etti.14 yaşından sonra ise nasıl oldu nasıl kesildi bilmiyorum ama bitti.
Evlendikten ve klinikten çalışmaya başladıktan sürekli idrar yolu enfeksiyonu oluyordum. En sonunda üroloji uzmanı böbrek ile mesanenin yakın olabileceğini söyleyip uzun süreli düşük dozda antibiyotik kullanmam gerekeceğini eğer düzelme olmaz ise mesane ve böbrek yakınlığını ölçecekleri sondalı hortumlu borulu bir tetkik yapılması gerekeceğini söyledi. Birinci kürü bitirdikten sonra ben ne hikmetse Cimcimeye hamile kaldım ve bir daha da idrar yolu enfeksiyonu sorunu, rahatsızlanma dışında yaşamadım.
Ama en önemli sonuç; alt ıslatma sorunumun psikolojik değil, fizyolojik olduğunu öğrenmemdi. Yani mesanemdeki rahatsızlıktan dolayı altımı ıslatıyormuşum.
Şimdi anneyim 7 yaşında dünya tatlısı bir kızım var. Tuvalet eğitimini babaannesinden aldı. Annesine çekecek diye ödümüz koptu. Çekmedi ama her şey 3 ay öncesine kadar gayet güzel gitti. Kupkuru uyuyup kupkuru kalkıyorduk. Ama neredeyse üç aydır her gece bizim yatağa yağmur yağıyordu. Önce suçu kendimde aradım ben çocuğa gece yatmadan süt içiriyor, gece de tuvalete kaldırmıyordum. Sonraları kızmaya başladım kendisi de eskiden olduğu gibi anne çişim geldi diyebilirdi. Bir ara aman at makineye yıka işte, birde koruyucu alezi bol aldık mı sorun yok alezi ters yayıp üstüne çarşafı serdik mi sadece çarşaf yıkanacak nasıl olsa.
Bir değil iki değil beraber yattığımız için gecede 2 kez yağmur yağdıran kıza duş aldır birde sen kendi üstünü temizle duş al kolay olmayan bir hale geldik
Kendi kendime hep dedim ki hani şu sudaki kaldırma kuvveti benim gece çocuğu tuvalete kaldırma kuvvetimle eşdeğer olsa idi ne olurdu.
Önceleri kendimi suçlarken daha sonra Cimcimeye baskı yapmaya başlamıştım. İşte şu kadar gün yağmur yağmazsa sana şunu alacağım, kelebeğini boyayacağım ( ödüllü davranış etkinliği), aaa yeter artık seninle uyumayacağım, sen bunu bilerek yapıyorsun daha neler neler işte, bir sürü şey söyledim.
Sonuç bir türlü istediğim gibi olmadı. Önce sabah bıraktığım babaannesinde uyurken 3. Kez yağmuru yağdırması, ardından memlekete giderken otobüste aynı mevzunun olması beni çılgına çevirdi. Yine kendimi suçlamaya başladım.
Memleket dönüşünde 3 aydır evimize her gece yağmur yağdığını Örtger’e söylediğimde; bana neden idrar tahlili yaptırmadığımı sordu. Tabi ben cevap veremedim. Yani sağlık sektörünün göbeğinde bir insanım ama bu aklıma bile gelmedi. Acaba pedagoga mı gitsek, acaba hangi uzmana götürsem diye çok düşündüm ama idrar tahlili yaptırmak aklımın ucundan bile geçmedi.
Ertesi günü yaptırdığımız idrar tahlilinde bol miktarda aranılan her şey göründü. İdrar yolu enfeksiyonu olan çocuk mesanesinin dolduğunu uykuda hissetmiyormuş. Bu yüzden uzun süreli antibiyotik tedavisi başlandı(10 günlük ).Şimdi bizim evde geceleri hiç yağmur yağmıyor, kupkuru yatıp kupkuru kalkıyoruz.
Tıp dilinde Enüresis nokturna denilen bu yağmur hastalığını psikolojik nedenlere bağlamadan önce biricik yavrunuzu bir üroloji uzmanına götürün, enfeksiyon yok ise ondan sonraki aşama aile terapisi oluyor ki burada kabak yine anneye patlıyor gecenin belirli saatlerinde çocuk tam olarak uyandırılıp yani uyanmasını sağlayıp tuvalete götürüyorsunuz yani kucağınıza alıp çocuğu tuvalete götürürseniz uykulu çocuk gerçek ile rüyayı ayırt edemiyor. Bundan sonra ise davranış çizelgeleri gündüz-gece, yağmurlu güneşli gibi düzeni oturtmaya çalışıyorsunuz ve uzun ve bol özverili bir süreç bunu unutmayın.
Hala yağmurlu geceler bitmezse bundan sonrası sıvı tutucu ve antidepresan ilaçlara kalıyor ki bu yolla da yağmursuz geceler geçirebileceğiniz kesin değil.
Bol yağmursuz , güneşli günlere ….

1 yorum:

Adsız dedi ki...

çiğdem ;
O dönemde bütün çocuklarda aynı şeyler oluyor demek ki benim iki kardeşimde de olmuş tu ,sonra bitti birden ama çok geçmiş zaman nasıl oldu bitti hatırlamıyorum