Fi tarihinde iki cami ustası varmış. Birinin adı Ali birinin
adı Ahmet'miş. Camileri tamir etmek için uçarak giderlermiş. Bir gün bir cami
yapımı için giderlerken Ahmet çekicini düşürmüş, Ali ‘ye dur Ali diye seslenmiş.
Çekicin düştüğü yere ÇEKİÇLER, Ali’nin durduğu yere ise DURALİ denmiş.
Durali anneannemin köyü. Annemler dört kız kardeşler ve
büyük teyzem Çekiçler köyünde oturuyor.
Bize köyünü çok özleyen annem bu masalı anlatırdı, tıpkı
şimdi kızıma benim anlattığım gibi…
Durali köyü Hurma köy ile karşı karşıya, adını neden
Hurmaköy koydular bilmiyorum .Galiba Ali veya Ahmet cebindeki hurmaları burada
düşürdü .:)
Köyden döndüğümde çantamda bir sürü hurma şekeri olduğunu fark
ettim. Anneannem gene yapmıştı yapacağını. Her zamanki gibi evde oradan gelen
bir sürprizle karşılaşıp ağlamıştım. Annemde aynısını yapar çantaya farkında
olmadan mutlaka bir şey koyar İstanbul ‘a gelip onu fark ettiğimde gözyaşlarım
sel olur. Beni ağlatmak mı istiyorlar yoksa ben zahmet olmasın sakın koymayın
diye ısrarımdan mı gizlice yapıyorlar anlamıyorum ama ben her sürpriz de fena
oluyorum.
Hurma şekerlerini gördüğümde yine aynı şey oldu. Mutfağı
yerleştirirken gözyaşlarım damla damla düşmeye başladı...
Cemo sanırım artık dayanamayıp, hurma şekerleri Hurma köyden
mi? diye sordu, ben gülemeye başlayınca eh nihayet yeter artık ağlama dedi.
Çekiç düştü Çekiçler oldu,
Ali durdu Durali oldu,
Hurmalar Hurma köyden mi geldi?
Püskülü kocası çok mu sevdi ?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder