8 Şubat 2013 Cuma

Yazın yediğin hurmalar...


Fi tarihinde iki cami ustası varmış. Birinin adı Ali birinin adı Ahmet'miş. Camileri tamir etmek için uçarak giderlermiş. Bir gün bir cami yapımı için giderlerken Ahmet çekicini düşürmüş, Ali ‘ye dur Ali diye seslenmiş. Çekicin düştüğü yere ÇEKİÇLER, Ali’nin durduğu yere ise DURALİ denmiş.
Durali anneannemin köyü. Annemler dört kız kardeşler ve büyük teyzem Çekiçler köyünde oturuyor.
Bize  köyünü  çok özleyen annem bu masalı anlatırdı, tıpkı şimdi kızıma benim anlattığım gibi…
Durali köyü Hurma köy ile karşı karşıya, adını neden Hurmaköy koydular bilmiyorum .Galiba Ali veya Ahmet cebindeki hurmaları burada düşürdü .:)
Köyden döndüğümde çantamda bir sürü hurma şekeri olduğunu fark ettim. Anneannem gene yapmıştı yapacağını. Her zamanki gibi evde oradan gelen bir sürprizle karşılaşıp ağlamıştım. Annemde aynısını yapar çantaya farkında olmadan mutlaka bir şey koyar İstanbul ‘a gelip onu fark ettiğimde gözyaşlarım sel olur. Beni ağlatmak mı istiyorlar yoksa ben zahmet olmasın sakın koymayın diye ısrarımdan mı gizlice yapıyorlar anlamıyorum ama ben her sürpriz de fena oluyorum.
Hurma şekerlerini gördüğümde yine aynı şey oldu. Mutfağı yerleştirirken gözyaşlarım damla damla düşmeye başladı...
Cemo sanırım artık dayanamayıp, hurma şekerleri Hurma köyden mi? diye sordu, ben gülemeye başlayınca eh nihayet yeter artık ağlama dedi.
Çekiç düştü Çekiçler oldu,
Ali durdu Durali oldu,
Hurmalar Hurma köyden mi geldi?
Püskülü kocası çok mu sevdi ?

Hiç yorum yok: