14 Nisan 2015 Salı

KIŞŞT TAVIKLAR

Büyük bir çiftlikte yaşıyoruz. Üst üste dizilmiş kümeslerimiz var. Her tavuk horozuyla, civciviyle ve yumurtasıyla beraber!!! Bazılarının horozları yumurtaları yok. Herkes kendi kümesinde işte!!!
Bazılarımız yiyecek içecek bulmak için kümeslerinden uzaklaşıyor. Bazılarımız ise kendi kümesinde, öyle böyle geçinip gidiyoruz. Tavuk kardeşliği diyelim. Tavuğuz işte, tavuk çiftliğinde…
Bazı tavuklar çok tuhaf, gagasından çıkanı, butlarının arası duymuyor. Hep bir tepeleme, olayı içinde olan tavuklar var. Birde kendi halinde olanlar. Tavukları anlamaya çalışmanın anlamsız olduğunu yıllar evvel bir civcivken öğrenmiştim. Sessizliğimi öyle kazanmıştım. Kelimelerime de öyle sığınmıştım. Ayırt etmiştim kendi zihnimde. Bilmeyen tavuklar, bildiğini zanneden tavuklar, bilen tavuklar, bilmediğini bilmeyen tavuklar…
Yumurtalarımız biraz büyüyüp civcivleşebilmek için başka tavuk ve horozların eğitiminde oluyor. Tam civcivleşebilmek için bizim gibi işte yiyecek aramayı öğrenebilmek için yumurta eğitimi alıyorlar. Büyüyecekler, civciv olacaklar, piliç olacaklar, tavuk ya da horoz olacaklar. Yumurta işte eninde sonunda büyüyecek kümesten gidecek, çiftliğin bir yerinde bir yerlerde olacak.
Bir gün bu tavuklardan biri benim yumurtam ile kendi yumurtasının yan yana olmasını istemedi. Bunu dile getirdi. Bende tavuk bu ya bildiği bir şey vardır diye sesimi çıkartmadım. Benim yumurtamın da bir suçu vardır belki diye düşündüm. Ben biraz böyleyim, belki böyle olmalı tavuk kendini şöyle bir gözden geçirip ondan sonra gözlemlerini dile getirmeli. Her şeyde bir hayır vardırın tavukça düşünmesi deyin en iyisi…
Benim yumurtada bundan sonra değişmeye başladı. Sanki hayata küsmüş gibiydi. Bekle dedim, kendi kendime sabret yumurta bu böyle öğrenecek hayatı. Bekledim bekledim ama çok bekledim herhalde ki; benim yumurta başka yumurtalarla da anlaşamamaya başladı.
Veee
Bir gün benim yumurta başka bir yumurtaya zarar vermek istedi. Aha ne oluyor? Dememe kalmadı her şey allak bullak oldu. Bazen bazı tavuklarında benim gibi şeyler yaşadığını bazen de bir tek benim bunları yaşadığımı düşündüm. Zaten depreşmiş bir tavuktum daha beter oldum. Kendimce yumurtama öğütler vermeye anlatmaya başladım. Her yumurtanın farklı olduğunu, yumurtaların istediğimiz gibi olamayacağını bu gibi duygularla baş etmemiz gerektiğini tek tek her zamanki gibi anlatmaya başladım.
Sonra baktım ki sıkıntı yumurtada var ama başka tavuklarda benim gibi düşünmüyor. Hep birbirinden üstün tavuk, gösterişli tavuk olma derdindeler. Hayat böyle değil ki hep birimiz yüksekte olursak, yukarıdan bakarsak nasıl yan yana yürüyeceğiz? En büyük hatamda buydu.
Yine o tavuklardan kategorilendiremediğim bir tavuk benim yumurtam ile alay eder gibi sorgulayınca dank etti.  Bunlar gagası ile konuşurken butları arasındaki duymayan cinslerden. Bulaşma, uğraşma, bu dünyada herkes senin gibi değil, sende hata yapabilirsin ama bu kadarına tahammül etmek zor ama n’pacaksın işte her tavuk aynı değil, bazıları can acıtmaya çalışırken bazıları acıyan yerlerini sarar. Diye teselli ettim kendimi..hala teselli ediyorum , düşünüyorum neden böyle diye ?
Yaaa işte böyle… Ben kimsenin tavuğuna kışt demem. Yumurtasına karışmam. Ne istiyorsun benim yumurtamdan kardeşim? Derdimiz ne? Herkes kendi çöplüğünde işte… Diye hönkürmek geliyor bazen içimden… Bende hönküremiyor yazıyorum işte, yazarak hönkürmek diyelim.
Bir not daha, sevgili tavuklar; size kışt desin demesin kimseye zarar vermek için yumurtasıyla , kendisiyle uğraşmayın.sonra o tavuklar höküre hönküre ağlayamıyorlar , yazabilende yazıyor işte!!!



Hiç yorum yok: