Sahafları severim. Tıpkı geçmişi dün gibi hatırlayabilme
özelliğimi sevdiğim gibi… Her yeni günde bir önceki günü nasıl eritiyorsak, eriyenlerden,
bugünlere kalanları barındırır bütün sahaflar. En azından benim için öyle. Her
gün yürüdüğüm yolda gördüğüm sahaf artık yok yerini bambaşka bir işletmeci
aldı.
Hiçbir zaman benim bilerek onun önünden sırf sahafı hatırlamak için
geçtiğimi bilmeyecek.
Bir gün alelade bir caddeden yürürken, eski kâğıtların
toplandığı bir kütüphane ile karşılaştım. Kütüphane dediysem ikinci el kitap
alış satış yeri yani sahaf. Kitapların kokusunun baş döndürücülüğü ile alacağım
kitapları seçmeye başladım. Başkasının okuduğu kitabı okumaktan çizdiği
satırları tekrar tekrar okumaktan zevk duyarım. Çizilmiş satırların olup
olmadığını incelemesem de, başkasının dokunduğu, hissederek okuduğu kitabı
okumak bana büyük bir okuma zevki veriyor.
Bu kitabı da böyle bir sahaf buluşmasında aldım. Kitabı
okumaya başlamadan önce internetten okuyucu yorumları okumak âdetimdir. Birçok
kitaba yorum bulamadığım gibi bu kitaba da yorum bulamadım.
Adet midir nedir? Bu kitap için, kitap blogları bile kitap içerisinde
ki ön sözde yazanları yazmışlardı. Herkesin aynı görüşleri taşıyacağını, bir
kitabı aynı fikir ve düşünceler ile yorumlayacağını düşünmüyorum. Hiç değilse
birinde ufak bir fikir bulsaydım, sevinebilirdim.
Bu kitabı okuyan biri olarak naçizane düşüncelerimi size
aktarmayı planlıyorum.
Galata Köprüsü yapıldıktan sonra, uçan kuş ve sadece
köpeklere ücretsiz olduğunu bu kitaptan öğrendim ben, birde dokunan satırları vardı.
Hayatımdaki duraklara, yaşanmışlıklara dokunan satırlar.
Kitap; bir yaşamın parçalarının, hikâyelerini anlatan bir
isme sahip olsa da aslında Osmanlıdan günümüze ilginç adetleri, gelenekleri,
efsane diye duyduklarımızın, dilden dile aktarılan hikâyelerin İskender Pala tarafından,
Topkapı Sarayının arşivinden dilimize çevirisiyle yazılmış.
Birçok hikâyeyi duymuştum tabi Galata köprüsü açıldığında
sadece köpeklerden geçiş ücreti alınmadığını ve köpeklerin karşı yakayı (taksim
tarafı) sevmeyip zaten geçmediklerini bilmiyordum.
Galiba beni en çok etkileyen ve aklımda kalan kısmı bu
Galata Köprüsü meselesi olmuş.Tavan arasındaki İnstagramdan paylaşılmış birkaç fotoğraf ile en derun sevgilerimi sunarım sabırlı okuyucum.
|
Ya işte ömür defterinin yapraklarından bir kaç satırlık yaşanmış ve okunmuşluklar |
|
Kim istemez ki böyle bir kuş ? |
|
Yani çok da zarif miş aslında |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder