12 Eylül 2014 Cuma

Tavan Arasındakilerden

Sahafları severim. Tıpkı geçmişi dün gibi hatırlayabilme özelliğimi sevdiğim gibi… Her yeni günde bir önceki günü nasıl eritiyorsak, eriyenlerden, bugünlere kalanları barındırır bütün sahaflar. En azından benim için öyle. Her gün yürüdüğüm yolda gördüğüm sahaf artık yok yerini bambaşka bir işletmeci aldı.

Hiçbir zaman benim bilerek onun önünden sırf sahafı hatırlamak için geçtiğimi bilmeyecek.
Bir gün alelade bir caddeden yürürken, eski kâğıtların toplandığı bir kütüphane ile karşılaştım. Kütüphane dediysem ikinci el kitap alış satış yeri yani sahaf. Kitapların kokusunun baş döndürücülüğü ile alacağım kitapları seçmeye başladım. Başkasının okuduğu kitabı okumaktan çizdiği satırları tekrar tekrar okumaktan zevk duyarım. Çizilmiş satırların olup olmadığını incelemesem de, başkasının dokunduğu, hissederek okuduğu kitabı okumak bana büyük bir okuma zevki veriyor.
Bu kitabı da böyle bir sahaf buluşmasında aldım. Kitabı okumaya başlamadan önce internetten okuyucu yorumları okumak âdetimdir. Birçok kitaba yorum bulamadığım gibi bu kitaba da yorum bulamadım.
Adet midir nedir? Bu kitap için, kitap blogları bile kitap içerisinde ki ön sözde yazanları yazmışlardı. Herkesin aynı görüşleri taşıyacağını, bir kitabı aynı fikir ve düşünceler ile yorumlayacağını düşünmüyorum. Hiç değilse birinde ufak bir fikir bulsaydım, sevinebilirdim.
Bu kitabı okuyan biri olarak naçizane düşüncelerimi size aktarmayı planlıyorum.
Galata Köprüsü yapıldıktan sonra, uçan kuş ve sadece köpeklere ücretsiz olduğunu bu kitaptan öğrendim ben, birde dokunan satırları vardı. Hayatımdaki duraklara, yaşanmışlıklara dokunan satırlar.
Kitap; bir yaşamın parçalarının, hikâyelerini anlatan bir isme sahip olsa da aslında Osmanlıdan günümüze ilginç adetleri, gelenekleri, efsane diye duyduklarımızın, dilden dile aktarılan hikâyelerin İskender Pala tarafından, Topkapı Sarayının arşivinden dilimize çevirisiyle yazılmış.

Birçok hikâyeyi duymuştum tabi Galata köprüsü açıldığında sadece köpeklerden geçiş ücreti alınmadığını ve köpeklerin karşı yakayı (taksim tarafı) sevmeyip zaten geçmediklerini bilmiyordum.

Galiba beni en çok etkileyen ve aklımda kalan kısmı bu Galata Köprüsü meselesi olmuş.Tavan arasındaki İnstagramdan paylaşılmış birkaç fotoğraf ile en derun sevgilerimi sunarım sabırlı okuyucum.
Ya işte ömür defterinin yapraklarından bir kaç satırlık yaşanmış ve okunmuşluklar
Kim istemez ki böyle bir kuş ?
Yani çok da zarif miş aslında 

Hiç yorum yok: