Bir Dolap
Yaklaşık 7-8 yıl önce kliniğin, personel soyunma odasına,
iki kapılı bir dolap konuldu. Bir süre sonra dolaplar bakımsızlıktan tuhaf hale
geldi. Bende en azından biri düzgün olsun diye, bir tarafını düzelttim, derledim,
topladım, adam ettim, kendime ait bir dolap yaptım. Bir dönem kilit taktım ve
kablolu modemi kilitliyordum. Bir zamanlar kotalı internet denen bir zillet vardı
ve bu izlet sadece benim bilgisayarımda kullanılıyordu. Çok kıymetliydi ben o
bilgisayar ve interneti elde edene kadar kaç türlü havaya girmiştim.
Her neyse sonra kilit kırılmalar, modem kaçırmalar yaşandı.
Bizim bu klinik bildiğin Dallas olur bazen… Bende kilitlemekten vazgeçtim ama
her gelene bu dolap benimdir diye uyarıda, önemli şeylerimi bırakmamaya başladım.
Yalnızca kitaplarım, Kalemci Dede ‘den sakladığım kalemlerim, üniformalarımı
koyabileceğim bir dolap işte!
Gel zaman git zaman birkaç hemşire arkadaş dolaba üniforma
koymak istediler, izin verdim. Sorun yoktu. Bir gün bir hemşire arkadaşın
burası çok dağınık deyip, temizlettiğine bile şahit oldum. Dolap benim dolabım,
adını koymamış olabilirim, genel kullanım yeri olabilir ama bende buranın 10
yıllık işçisiyim dolap benim dolabım işte yaa…
Az önce, bana ait olduğunu düşündüğüm dolabıma, bir şey
koymaya gittim. Yer yok! Benimde dağınıklıklarım var ama birçok şey bana ait
değil!
N’payım bende böyle bir not yazdım. Sonra Semra kızdığında
aksi oluyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder