5 Temmuz 2014 Cumartesi

Bir Dolap

Yaklaşık 7-8 yıl önce kliniğin, personel soyunma odasına, iki kapılı bir dolap konuldu. Bir süre sonra dolaplar bakımsızlıktan tuhaf hale geldi. Bende en azından biri düzgün olsun diye, bir tarafını düzelttim, derledim, topladım, adam ettim, kendime ait bir dolap yaptım. Bir dönem kilit taktım ve kablolu modemi kilitliyordum. Bir zamanlar kotalı internet denen bir zillet vardı ve bu izlet sadece benim bilgisayarımda kullanılıyordu. Çok kıymetliydi ben o bilgisayar ve interneti elde edene kadar kaç türlü havaya girmiştim.
Her neyse sonra kilit kırılmalar, modem kaçırmalar yaşandı. Bizim bu klinik bildiğin Dallas olur bazen… Bende kilitlemekten vazgeçtim ama her gelene bu dolap benimdir diye uyarıda, önemli şeylerimi bırakmamaya başladım. Yalnızca kitaplarım, Kalemci Dede ‘den sakladığım kalemlerim, üniformalarımı koyabileceğim bir dolap işte!
Gel zaman git zaman birkaç hemşire arkadaş dolaba üniforma koymak istediler, izin verdim. Sorun yoktu. Bir gün bir hemşire arkadaşın burası çok dağınık deyip, temizlettiğine bile şahit oldum. Dolap benim dolabım, adını koymamış olabilirim, genel kullanım yeri olabilir ama bende buranın 10 yıllık işçisiyim dolap benim dolabım işte yaa…
Az önce, bana ait olduğunu düşündüğüm dolabıma, bir şey koymaya gittim. Yer yok! Benimde dağınıklıklarım var ama birçok şey bana ait değil!

N’payım bende böyle bir not yazdım. Sonra Semra kızdığında aksi oluyor.

Hiç yorum yok: