20 Nisan 2012 Cuma

Sağlık çalışanı olmak



saat 01.54 ben yeni uyandım. ayaklarım fena halde ağrıyor. ne ara kendimi yatağa attığımı, nasıl uyuduğumu hatırlamıyorum bile. yorgunluğum hala geçmemiş.

bütün gün; kolundaN tutup getirdiği adama  ağrısı var diye iğne yaptırmaya çalışanlar, okul için rapor almak isteyen öğrenciler, kendi  yaşını bile bilmeyen teyzeler, yoldan geçerken biraz üşüttüm bana bir soğuk algınlığı  iğnesi  yapın diyenler, başka bir doğum uzmanına gitmiş ve riskli gebelik olarak sevk edilmiş olan ama bakalım bu doktor bilebilecek mi diye sessiz sessiz muayene ye gelen kadınlar, fevkaladenin fevkinde tuvaletini yapıp ama kabızlık çeken geveze amcalar ve siz necisiniz burada, ne yapıyorsunuz bunu da halledin diyen insanlarla boğuştum.
bu işin ilk kısmı. benim gördüğüm en azından.
saatlerce şikayetini anlatanlar, ama alışverişten başlayarak, noktasız virgülsüz konuşanlar, doktor ilaca gerek yok biraz bekleyelim duruma göre hareket edelim dediğinde; ne biçim doktor iğne bile yazamıyor diyenler, çocuk çok öksürüyor, öksürük kesici verin diyenler, çocuğun ishali var  eczaneye gittim  vermedi siz bir yazın hangisi iyi ise diyenler. ısrarla kontrole gelmiş hastaya iyileşmişsin diyen doktora film çektirmek istediğini söyleyip doktor gerek görmeyince aman bir şeyden anlamıyor diyenler. daha bu neki senin maaşını ben veriyorum diyenler.
inanın bunlar yazmakla bitmeyecek, yazılamayacak o kadar şey var ki.
 bunlarla ve bunun gibi olaylarla boğuşan, canı yanan hastaya teselli vermeye çalışan o kadar  çok sağlık çalışanı var ki.
ama sonu yok işte. bir sağlık çalışanı daha öldü. bir yavru babasız, bir kadın eşsiz, bir ana baba yavrusuz, bir vatan evlatsız ve yüzlerce insan hekimsiz kaldı.
 sağlık çalışanları neden var? hastaların istediklerini yapmak için  mi? yoksa iyileşmeleri için gerekeni yapmak için mi?
bu yaşananları hiç kimse haketmiyor.

Hiç yorum yok: