Neredeyse her yıl Aralık ayında başlayıp Mart ayında benden giden yazı ile anlatma becerimi kaybettim.
2020 yılının iyi başladığını benim için şanslı bir yıl olacağını düşünüyordum. Yazdığım tiyatro oyunu ile katıldığım yarışmanın kazanacağıma inanıyor. Sanki başka bir dünyada yaşıyordum.
Bu yazıyı ise artık odaklanmakta zorlandığım, hislerimin karmakarışık olduğu, düşüncelerimin karışıklığını kendime vakit ayırarak çözmeye çalıştığım bir dönemde zorla yazıyorum.
Hissettiklerimin birçoğu ve düşüncelerimin karmaşıklığı, hatıralarımın silinmiş halini yaşıyorum.
2020 iyi benim için iyi başlamıştı. Kendime olan güvenimi hissetmeye ve kendime, doğrularına inanmaya başlamış daha sosyal, iletişimi yoğun günler yaşamaya başlamıştım. Yazmayı, yorulmayı, yorulduktan sonra dinlenip tekrar başlamayı öğrenmiştim.
Yeni heyecanlar ve olaylar katmıştım hayatıma… Bulunduğum hayatın hep istediğim hayat olduğunu bunun için ne kadar çalıştığımı düşünüyor, ara sırada şansımın yaver gittiğini hissediyordum.
Geride kalanları şu an ile yoğurmayı başarmış. Bana kattıklarını düşünüp mutlu oluyor, kendime methiyeler düzüyordum.
Dünya da yepyeni şeyler oluyor, ülke görebildiğimiz iyilikler kadardı. Benim ise umurumda değildi, ben iyi olmalıydım.
Mart ayı gibi, ailevi ve maddi bir durumdan dolayı gitmek zorunda kalmıştım. Bu mali sorunlar ben oradayken olurdu. Ama bu kez acil olan bir anne çağrısı ile yollardaydım. Küçük kardeşim beni alıp evine getirmiş ve bir günü beraber geçirmiştik. Ardından büyük kardeşimin evine geçip orada da yaşadığımız durum ve çözümleri konusunda hemfikir olduğumuza karar vermiştik.
Çok güçlü bir aile olduğumuzun ve bunun aile birliğine, beraberliğine katkısını inanılmaz hissetmiştim. Hayatımda yeni adımlar atmış ve bunların meyvesini tattığıma inanıyordum. Bazı olayların artık olup bittiğine inanmıştım. Bu olanların bir daha olmayacağına inanmasam da, kendimi bunları aşabilecek güçte hissediyordum.
Yorulduğumu hissedip dinleniyor. Baktığım yerden kendimi iyi görüyordum. Kendim için kendime bakmalı ve varlığımdan mutlu olmaya çalışıyordum.
Bir daha bu tip krizler yaşadığımda önceliğin ben ve çekirdek ailem olduğu konusunda güçlü hissediyordum.
Sabahları kalkıp kuyunun başında oturuyor gün aydınlana kadar bekliyordum. Yıldızlar umudumdu ve onları kayboluşunu seyretmek bana huzur veriyordu.
Sağlığım iyi değildi ama ruhum yaralarını sarmıştı.