ALDATAN GERÇEKLER
Her defasında ne yazsam diye düşünüyorum. Kelimeleri toparlayıp
bir metin haline getirmek, akıcı bir biçimde sunma için öncelikle yazının
konusunu belirlemem gerekiyor. Eski yazılarımı yayınlamak iyi fikir olmasına rağmen,
yeni ve doyurucu metinler oluşturmak insanı motive edici bir durum.
Sosyal medyanın en iyi yanı tanıdık tanımadık her kişinin
anlık paylaşımlarını rahatlıkla görebilmek. Aslında insanı bazen motive eden
durumlar olsa da, yaşamın gerçekleri ön sayfalarda olmadığını göz ardı etmemek
gerek.
Herkesin elinin altında bulunan, internet âleminde doğru ve
yanlışlarının tartışılırlığı yerine aslında bilinmeyen ve bazı insanları
rahatlığa sürükleyen gerçekler var.
Tek tıkla tanımadığınız insanlarla rahatlıkla iletişime
geçebiliyorsunuz. Öğrenme anlamında kadar etkin bir rol olsa da, aslında bazen
saçma sapan ve boş muhabbetlere, bazen ise ilişkilerde başka rollere
dönüşebiliyor.
Birkaç hafta kadar önce sosyal medyada bir arkadaşlık isteği
geldi. Eski arkadaşlar, bazıları uzaklarda ve yaşanmış hatıraların başrolleri,
bazıları şimdilerin etkin insanları, bazıları evet varlar!
Karşı tarafın niyeti de çok önemli ve bazıları birilerini
aptal sanıyor.
Beni ekleyen kişi ile iki ortak arkadaşımız vardı. Biri şuan
mesleğinin zirvesinde olmaya çalışan akrabamız, biri ise eskilerden bir
arkadaştı. En önemlisi bu kişinin bizim memleketten olması ve profiline
baktığımda iyi eğitim almış biri olarak görünen ellili yaşlarda bir karşı cins
olmasıydı.
Çok umursamadım. Varsa var işte diye düşündüm. Zaten uzun
süredir gönderilerimi görebilen kişileri bir azınlığa düşürmüştüm.
Aynı gün listeme eklediğim bu kişiden mesaj geldi. Önce selam
kelam eden biri gibi görünüyordu. Sizi nereden tanıdığımı çıkartamadım ama
ekledim diye belirttiğimde; aslında yanlışlıkla olduğunu söyledi.
Devamında; memleket özleminde işte aynı memleketten
olduğumuzu söylemeye devam etti. ‘Tamam yanlışlıkla ise sizi hemen çıkartıyorum.’
dedim.
Listemden çıkarttım. Aslında , olaya düz mantıkla bakmıştım.Aradan
birkaç gün geçti, benim düşünce gücüm o zaman çalışmaya başladı.
Eğer birini yanlışlıkla listenize, hiçbir neden ve bağ
yokken eklerseniz, ne diye sohbet etme gereği görürsünüz ki? Bunun anlamı
nedir?
Belki kendi hemcinsiniz olabilir ama bu bir karşı cins ise
sohbet yaratma ortam oluşturma amacı dışında başka ne alamı olabilir.
-YANLIŞLIKLA EKLEDİĞİNİZ BİRİNİ, DOĞRULUKLA
ÇIKARTABİLİRSİNİZ.-
Bunlara inanan ve umursamazca, vaktini harcayan hemcinslerim
var mı? İyi niyet olabilir mi?
Sanmıyorum. Boş vakit doldurma, insanları kandırmacadan
ibaret bir durum.
Böyle boş muhabbetlerle karın doyurmak ise hiç mantıklı değil!
İşin özünde hepimizin bir düzeni ve hayatı var. Bu yüzden böyle çerezvari ve zekâsız
yöntemlere kanmak ise bir tür zekâsızlık olayı.
Hele de bunu bu mantıksızlık içerisinde yapan erkeklerin
olması saçma sapan bir durum.
Bir sohbetle başlayıp saçma sapan yerlere giden ve bir
başkasının hayatını sorgulatan muhabbetlerin hiç anlamı yok!
Sonuçta, otobüste, parkta, markette, fırında ya da başka bir
yerde karşılaşıp selam verdiğiniz biri değil, alelade sohbete başlayan biriyle
arkadaşlık kurmak ve sonrasında devam edecek kadar ilerletmek için mantıksız
başlangıçlara gerek yok!
Gerçekmiş gibi görünen aldatmacaları fark etmek ise benim
için biraz zaman alıcı bir durum olsa da başkalarına farkındalık yaratmak için
oluşturmaya çalıştığım bu yazı umarım amacıyla sona ermiştir.
Gerçek gibi görünenlerin aldatmacalarına kanmayacak kadar,
mantık ve zekânızın olması dileğiyle…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder