Etkili mi yetkili mi ?
Bir dikiş makinem var. Duyamayan kaldı mı bilmiyorum ama o dikiş makinesi bozuldu. bir zamanlar alabilmek için türlü göbek attığım, Cemo ‘yu ikna edebilmek için gerçekten o bin dereden bin ibrik su getirdiğim bir dikiş makinesi.
Adı Vasviye onun adını ben koydum. Evin en hamaratı! Benden çok çalışır. Güzel modeller çıkarır. Vasviye adını bir gün yeşil Vespa alırsam ona da vereceğim. Lakin bin dereden bin ibrik getirmek Cemo yu ikna etmeme yardım ederse!
İşte o makine bozulduğunda servisi aradım. 50 tl servis bedeli üstüne ek olarak parça parası, getir götür eklediler. Küçük yerlerde bu iş kolay da, büyük yerlerde çalış git gel sıkıntı. Biraz düşündüm taşındım. Pazarda bir dükkânda tamirci tabelası görmüştüm aklıma geldi.
Evin reisi ‘Yıllardır o adam orda.’ deyince,’ Makineyi ona götüreyim.’ dedim. Dükkânı buldum evin iki sokak altında, telefon numarasını aldım. ‘Tatildeyim’ dedi. Geleceği zamanı söyledi. Evin reisi yine ısrar etti. İstersen servise götürürüm diye ‘Olmaz’ dedim. Madem küçük esnaf kazanacak, büyük marketlere gitmiyoruz. Küçük esnafa vereceğiz o parayı. Büyükler zaten büyük bir de burunlarında kıl aldırmıyorlar.
Bir Pazar yine dikmeye çalıştığım ama Vasviye ‘nin sinirimi bozduğu bir Pazar günü dükkâna gittim. ‘Amca yeter artık ne zaman geleceksin.’dedim. ‘Geliyorum yoldayım ne oldu? ‘dedi. Meğer eve dönüyormuş. Ertesi gün koşa koşa götürdüm makineyi.
Kapıdan girdim. Benim dikiş makinem bozuk dedim. Otur soluklan dedi. Anlat bakalım nesi var dedi. Anlattım. Kutusundan çıkartıp makineyi güzelce tamir masasına yerleştirdi. Ben bir bakayım bekle dedi. Bekledim. Adın ne senin dedi. Semra dedim. Semra bu makineyi ben biraz adam edeyim, sen bana numaranı ver. Ben seni ararım dedi. Bende ben ararım amca sen zahmet etme dedim. Ya ver numaranı benim işim bu, iş bitince haber veririm dedi.
Durur muyum? Ertesi gün amcayı aradım makinenin hazır olduğunu öğrendim. Akşam gittim hazır mı amca? Dedim hazır dedi. Kutusuna koyup üstüne, ismimi bedelini yazmış. Tamam, amca sağ ol dedim. Aldım kutuyu verdim parayı gidiyorum. Nereye? dedi. Yapılmadı mı? Diye sordum. Yaptım dedi. Boş boş bakınca; geç otur aç makineyi dik bakalım görelim dedi.
Masaya koydum sakince fişi prize taktı. Vasviye ye benden daha iyi davranıyordu. Kendi dikti iğne geçişlerini gösterdi. Sen bunu çok yormuşsun bunlar nazik alet, eski makineler değil. Plastik bunlar, nazik davran dedi.
Ve ben neredeyse 7 yıldır kullandığım makinenin ip geçirişlerini yanlış yaptığımı öğrendim. Ya amca ben nasıl dikiyordum böyle peki? Diye sordum bak şoför iyi olursa araba kazasız belasız gider dedi. Sen tek tük yapmışsındır dedi. Evet dediği gibi zorlanarak dikiyordum. Vasviye yi kutusuna güzelce yerleştirdi ve elime verdi. Hadi bakalım şimdi gidebilirsin dedi.
40 tl ödedim. Garantisi var mı? Yok . bir daha bozulabilir mi? Bozulur. Ama amca düzgün yaptı ben eminim. Eğer servise verseydim yaptık deyip elime vereceklerdi. Bende olmuş diye alıp gelecektim. Yetkili servis derken bence etkili servis demeliler. İşin ehli tamirci amcalar çok yaşasın. Ve onlara verdiğiniz paraya acımayın.
Cemo mesela babası onbir yaşında ölünce, abisi elektrikçi olacak bu da sucu olsun bari deyip tesisatçı yanına vermişler. Size garanti veremem iyi tesisatçıdır diye. Bizim evdeki musluklar akıyor çünkü. Şimdi Cemo sen musluk kapatamıyorsun diyecek. Hiç okul okumamış. Evlendikten sonra kalfalığı ustalığı aldı. Birde üstüne üniversite ekledi.
Mesleğiyle ilgili değil ama adamlarda onu teknik servis elemanı yaptılar. Sırf üniversite okuduğu için. Meslek becerisi konusunda bir şey söyleyemem, bana kalsa dünyanın en becerikli projecisi ama adamlar onun diplomasıyla aldılar işe, şimdi evet işi iyi biliyor ama oturduğu yerden çalışıyor.
İşte sistem böyle o diploman varsa her yerdesin ama o diploma yoksa aslında sen hiçbir şeysin…
Ben öyle düşünmüyorum. Yetkiye değil etkiye bakarım.
Amcanın adını bilmiyorum. Yalnız orada 96 model 72000 de sıfır bir kartalı olduğunu öğrendim. Cemo benim kadar hayran kaldı mı acaba?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder