On Numara Beş Yıldız
Dün sabah uyandığımızda bahçedeki
melisa ve naneleri biçtik, kurması için bıraktık. Önceki gün annen annemin bahçesinde,
bir sıra salçalık biber ekebildik. Güneşi o kadar unutmuşum o kadar hamlamışım
ki öğleden sonra çarpılmışa döndüm. Şimdi iyiyim.
Köy yerinde tatil ye iç yat değil
ama öğleden sonraları öğle uykusu yapabilecek vaktiniz ve gelen gideni ağırlayacak
vaktiniz var. Konu komşu gelip sohbetin dibine vuruyor, bahçedeki masada kahve içiyoruz.
Dünde çocukluk arkadaşım, bir zamanlar okuldan dönerken birbirimize lama gibi
tükürdüğümüz arkadaşımla buluşup, görüşmenin, eskilerle muhabbeti koyultmanın
ve yeni hayat hakkında dertleşmenin dibine vurduk. o gittikten sonra, aslında “karşımdakiyle geçmişte yaşadığım anılar benim
için çok önemli, kimsenin şimdisini önemsemiyorum” diye düşündüm. Bizim
zamanında yaşadıklarımızı şimdiyi yaşatmaya, anlatmaya yetiyorsa ne ala!
Konuştuğum kişilerin,
sohbetlerimin yaş ortalaması 65-70 ve anladığım şu; bu dünyada ufak tefek
şeyleri dert etmenin anlamı yok, bizde onların yaşına geldiğimizde ne kadar
gereksiz teferruatlarla uğraştığımızın farkına varacağız. Şimdiden bunun
farkına varsak çok iyi olacak.
Birde şimdiki gençlerin koca
kahrı çekmediği halde neden ayrıldıkları , çocukların neden ayrı hayatlara
savrulduğu ? Onlarda anlam veremiyorlar ve iyi niyetin her kapıyı açacağını
söylüyorlar.
Ne diyelim; ne kötü niyetli,
bencil, eşini soyunu devam ettirme niyetiyle seçen erkekler, neden az ile
kanaat etmeyen kadınlar olsun.
Yeşile doyuyorum, buradan gerçekten
dönmek istemiyorum. Dönmek zorundayım bekleyenlerim, sevenlerim, sevmeyenlerim var.
Birkaç gün sonra on numara beş yıldız Yeniçeri tatil köyünden dönmek zorundayım.
Görüşmek dileğiyle, biraz sonra bahçe çabası yapmaya gideceğim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder