SON ZAMANLARDA
Yazmanın bana iyi geldiğini yeni keşfettim. Bu keşifler daha
ne kadar sürecek bilemiyorum. Otuz yedi yaşımın sene devriyesine çok az bir
zaman kala bana otuz sonrasının çok daha iyi geçtiğini kim söylemişti
hatırlayamıyorum.
O kadar çok özlüyorum
ki yirmileri ve bu günlerin geri gelmesini imkansız olduğunu gördükçe
kırılıyorum. Bir dalım kırılmış bir ağaç gibi hissediyorum. Daha farklı
olabilirdi diye geçiriyorum içimden.
Geriye dönmek mümkün değil, peki ya ileriye gitmek nasıl
mümkün?
İçimden geçen cümleler yukarıda , gerçeği yaşamak
içimdekilerle kahrolmak gibi hissediyorum.hergününümü birbibirnden farklı
geçiremediğim günlerin ardında kendimi
keşfetmeye daha ne kadar devam edeceğimi merak ediyorum.
Kendime son zamanlarda psikolojik bir rahatsızlığım olduğu
konusunda kesinleşmiş cümleler kuruyorum. Ne kadarda bir şey yapıyorum diyerek
kendimi pohpohlamışım. Yılın serin aylarında öyle hareketli ve bereketli
zamanlarım oluyor ki, havaların ısınmasıyla bütün enerjim bitiyor.
Sanki kurumaya yüz tutuyorum. Her şeyin bittiğini ve bir daha
hiç başlamayacağını düşünüyorum. Bu yüzden tüm hayattan elimi eteğimi
çekiyorum.
Sabahları kalktığımda ilk olarak kadın olmaktan nefret eder
halde buluyorum kendimi, kahvaltı masasını hazırlamaktan, evdeki dağınıklığın
sorumlusu olmaktan ve yataktan zorunluluk hali ile kalkmış olmaktan nefret
ediyorum. Ardından başlıyor iç sesim, bu dünyaya neden geldiğimi sorguluyor. Benden
başka herkesin ne kadar mutlu olduğuna ve benim mutlu olmak için hiçbir şey
yapmadığıma kadar ilerliyor.
Kahvaltıda hiçbir şey yemeden kalkmak çözüm olmuyor. Evdeki ahalinin
akşama ne yiyeceği düşüncesi beni sarıyor. Eğer bunu düşünmezsem uyumak
istiyorum. Kafamda oturttuğum ve gece sürekli yapmayı planladığım ya da sıraya
dizip, not aldığım hiçbir şeyi yapmıyorum.
Yazmayı, okumayı ve toz almayı istemiyorum. Ama istemediğim
için kendimi suçlu istiyorum. Yaşadığım hayatı sorgularken sorgulamamın yanlış olduğunu
ve daha iyisi için hareket etmeyeceksem ya da hareket etme isteğim olmadıkça anlamlı
bulmuyorum.
Yaptığım hiçbir şeyi bir anlama sığdıramıyorum ve
saçmalıyorum. Öleceğim günü iple çeken bir hastaymışım gibi acıyla bakıyorum bedenime.
Akşama kadar sürüyor bu düşman ile yaşamam ardından herkes bedenini uykuya
teslim ettiğinde ben yine ertesi günün planını yaparken yakalıyorum kendimi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder