13 Haziran 2020 Cumartesi

SON ZAMANLARDA


Yazmanın bana iyi geldiğini yeni keşfettim. Bu keşifler daha ne kadar sürecek bilemiyorum. Otuz yedi yaşımın sene devriyesine çok az bir zaman kala bana otuz sonrasının çok daha iyi geçtiğini kim söylemişti hatırlayamıyorum.
 O kadar çok özlüyorum ki yirmileri ve bu günlerin geri gelmesini imkansız olduğunu gördükçe kırılıyorum. Bir dalım kırılmış bir ağaç gibi hissediyorum. Daha farklı olabilirdi diye geçiriyorum içimden.
Geriye dönmek mümkün değil, peki ya ileriye gitmek nasıl mümkün?
İçimden geçen cümleler yukarıda , gerçeği yaşamak içimdekilerle kahrolmak gibi hissediyorum.hergününümü birbibirnden farklı geçiremediğim  günlerin ardında kendimi keşfetmeye daha ne kadar devam edeceğimi merak ediyorum.
Kendime son zamanlarda psikolojik bir rahatsızlığım olduğu konusunda kesinleşmiş cümleler kuruyorum. Ne kadarda bir şey yapıyorum diyerek kendimi pohpohlamışım. Yılın serin aylarında öyle hareketli ve bereketli zamanlarım oluyor ki, havaların ısınmasıyla bütün enerjim bitiyor.
Sanki kurumaya yüz tutuyorum. Her şeyin bittiğini ve bir daha hiç başlamayacağını düşünüyorum. Bu yüzden tüm hayattan elimi eteğimi çekiyorum.
Sabahları kalktığımda ilk olarak kadın olmaktan nefret eder halde buluyorum kendimi, kahvaltı masasını hazırlamaktan, evdeki dağınıklığın sorumlusu olmaktan ve yataktan zorunluluk hali ile kalkmış olmaktan nefret ediyorum. Ardından başlıyor iç sesim, bu dünyaya neden geldiğimi sorguluyor. Benden başka herkesin ne kadar mutlu olduğuna ve benim mutlu olmak için hiçbir şey yapmadığıma kadar ilerliyor.
Kahvaltıda hiçbir şey yemeden kalkmak çözüm olmuyor. Evdeki ahalinin akşama ne yiyeceği düşüncesi beni sarıyor. Eğer bunu düşünmezsem uyumak istiyorum. Kafamda oturttuğum ve gece sürekli yapmayı planladığım ya da sıraya dizip, not aldığım hiçbir şeyi yapmıyorum.
Yazmayı, okumayı ve toz almayı istemiyorum. Ama istemediğim için kendimi suçlu istiyorum. Yaşadığım hayatı sorgularken sorgulamamın yanlış olduğunu ve daha iyisi için hareket etmeyeceksem ya da hareket etme isteğim olmadıkça anlamlı bulmuyorum.
Yaptığım hiçbir şeyi bir anlama sığdıramıyorum ve saçmalıyorum. Öleceğim günü iple çeken bir hastaymışım gibi acıyla bakıyorum bedenime. Akşama kadar sürüyor bu düşman ile yaşamam ardından herkes bedenini uykuya teslim ettiğinde ben yine ertesi günün planını yaparken yakalıyorum kendimi.

Hiç yorum yok: