Virane bir ev gibiyim. Sanki içimden kavgalı, gürültülü, çekişmeli, kırmalı, ağılamalı, bağırmalı bir sürü insan topluluğu yaşamış. Kırılan çocuklar, hayattan beklediğini bulamayan anneler, eşlerini ve çocuklarını anlamayan babalar yaşamış.
Artık beni her biri terk etmiş. Ne onlarla olan kalabalığım kalmış geriye, nede onlarsız eski halim…
Hepsi benim içimde, odalarımda, mutfağımın tezgâhında, tencerelerin dolaplarında, koltuklarımın üstünde camlarımın buğusunda yaşanmış.
Geriye kalan tek şey yaşanmış kötü anılarım. Eskimiş koltuklar bile terk etmiş beni…İçimde ne varsa , ne yaşanmışsa kalmış içimde….
O çığlıklar, o mutsuzluklar kalmış içimde, üstümdeki boyam yıpranmış. Çatıdan güneş ışığını görüyorum, ak düşmüş benim saçlarıma, saçlarım gümüşlenmiş…
Yaşanmışlıklarım, yıpranışlarım olmuş.
Viraneyim, biçareyim…
Çok uzaklarda divaneyim…
Beni böyle hissettiren, yine kendimim, bilmiyorum ki kendime nasıl yardım edeceğim.
Beni yıkıp yeniden yapacaklar…
Sahiden başkaları mı yıkacak?
Ben yıkılmış mıyım zaten?
Yıkmışım, onca coşkumu, arzumu, sevgimi, heyecanımı…
Kalmış içimde korkular, yalnızlıklar, karamsarlıklar…