5 Kasım 2014 Çarşamba

Duraklama Dönemi

İnsan hayatını tıpkı bir metni özetler gibi parçalara ayırsak yine giriş gelişme ve sonuçtan oluşur. Zaten hayatımızdaki her olay giriş gelişme ve sonuçtan oluşur, değil mi?
Doğumumuz bir sonuç iken bizim için bir başlangıç, anne ve babamız içinde bir başlangıç sayılır. Her şeyin bir başı birde sonu vardır.
Yaşadığımız hayatında gerçekten başlangıç kısmında güzel şeyler olmuş olabilir, bebeklik hoş olabilir. Tabi durmadan ağlayan, ne istediğini bilmeyen yada çevresindekiler tarafından bilinemeyen bir bebek değilsek.
İşte bu hayat birde duraklama devrine giriyor. Öyle duruyorsun. geriye gitsen gidilmiyor, ileri gitmek ise canın istemiyor.
Düşüncelerin gerisinde kalmış oluyorsun, gerilerde derinlerde bir yerlerde yaşıyorsun. Üzülüyorsun ve üzüleceğin bir şeyler yokmuş da en boşuna üzülüyormuşsun damgası yiyorsun.
Bende böyle bir yerdeyim.  Sanki hayatımın duraklama zamanındayım 30’lu  yaşlarda melankolinin insanı terk ettiğini düşünmüştüm. Keyfim yerindeydi canım bir şey yapmak istemese boş veriyor sonrasında eşek gibi o işi yapıyordum.
Mesele şu ki evi toplama, yemek yapma, ıvır zıvırla uğraşma keyfim yok. Bunları mecburi olarak bile yapmaktan hoşlanmıyor, yapmıyorum.
Ev inanılmaz dağınık, pis ve düzensiz. Hafta sonları yapılan süpürme işleminden başka bir işlem görmüyor.
Aslında ev işlerinden daha önemli bir şey daha var. Bir yavrum var. Tek sadece bir tek yavrum ve onunla eskisi gibi vakit geçiremiyorum. bunun sebebi ise eskiden hem evdeki işleri yetiştirmeye hemde en azından Pazar günleri bir etkinliğe gitmeye vaktim ve enerjim varken şimdi hiç biri yok.
Akşam eve gittiğimde yemek yapma, yeme süreciyle vakit geç oluyor. Cimcimem yapamadığı ödevleri yapmak için yardıma çağırdığında mutlaka katlanacak çamaşırlar var oluyor. Biraz ona destek olayım derken bize köstek olan evin karşı cinsiyle çatışmalarımız başlıyor.
Bu karşı cins ile birçok karşı olduğumuz konu olduğu ise bir gerçek. Zaten akşamları kısıtlı olan vaktimizi o dinlenerek geçiriyor ben ise yavrumuzla vakit geçirmek, beraber bir şeyler yapmak istiyorum. Tabiki aynı fikirde değiliz.
Kızım büyüyor ve seneye ilköğretimi bitirecek. Çözümlenmemiş bir okuma problemi var. Yazmada sıkıntı yok.- tabi canı yazmak isterse- okuma kısmı ise okuduğunu anlayamayacak kadar kötü! Bu sıkıntı nasıl geçecek bilmiyorum. Öğretmenine göre düzelecek, bence okumadan düzelmez ama okuma fikrini aklına dahi getirmiyor kızım. Ben ona okursam iş değişiyor. Ben okuyorum durmadan ona okuyorum.
Belki geçecek bu durağanlık, belki hiçbir şey benim tahmin ettiğim gibi kötü olmayacak. Belki bu günlerimi böyle geçirdiğim için üzüleceğim, belki daha kötüsü olacak, yapmadıklarıma pişman olacağım beklide bu yaptıklarıma…
Geçecek işte ömür böyle geçecek…
Sonuç mu? Hayatın sonu malum… Bir son ve ilahi başlangıç…
Bu yazı için sonucu çıkaracak kadar toparlayamıyorum.

Her son yeni bir başlangıcı doğurur. Başlangıç için bir son gerekir. Birinin sonu diğerinin başlangıcı olabilir. En kötüsü bu duraklama dönemi, ne sonu var ne de başlangıcı…

Hiç yorum yok: