Saat 00.03 uyku tutmadı.
Okullar açıldığından bu yana kâbussuz, uykum bölünmeden
geçirdiğim doğru düzgün bir gecem yok. Canımı sıkan şeyler benim kararsız, dik
kafalı inatçı biri olmamdan kaynaklanıyor. Bir hafta yıllık iznimin kalan
kısmını kullanacağım. Kızımla birlikte ilköğretime alışma sürecini geçireceğiz.
Aslında alışma süreci olan 10-14 Eylül haftasını Sevgili Dr. Örtger’in Bizim baykuş
hemşirenin izinde olması sebebiyle izin vermemesi dolayısıyla çalışarak
geçirdim.
Şimdi eğer buradaysan büyük ihtimalle çocuğunun öğretmeni
ile ilgili kafanda soru işaretleri var. İşte yaşadıklarımla sana bu soru
işaretlerini gidermen için yardımcı olacağım.
Okula e okuldan kaydımızın çıkacağını bildiğimiz için bir
yıl önce kayınvalidemin kapı komşusu olmak için taşındık bu semte. Geçen yıl
yine sınıfının en büyüğü(yılsonu doğumlu) olan kızım, aynı okulun anasınıfına
gitti.
Bu yıl okul kaydı için gerekli evraklarımızı hazırladığımızda;
E5 formu muhtarlık ve ya nüfustan
Kimlik fotokopisi
2 pilot kalem, kapaklı dosya,3 top a4 kâğıdı
Okul müdür yardımcısına – sınıfların nasıl oluşturulduğunun,
bu yıl ki 60 66 ay meselesinden dolayı geçen yıl anaokuluna giden çocuklar için
ayrı bir sınıf oluşturup oluşturmayacaklarını sordum.
-Sınıfların e –okul dan yerleştirme sırasına göre
oluşturacağını hiçbir ayrıcalık düşünülmediğini söyledi.
Mutlu, mesut okul kıyafetlerini, çantayı ve birkaç küçük
ayrıntıyı alarak hazırlandık. Okulun ilk
haftasını heyecanla beklemeye başladık. Âmâ işte o ilk gün ben maalesef işimden
izin alamadım. Ve eşim kızımı okula götürdü, serüvende başlamıştı.
O gün; işyerinde ki rutin işlerim bittikten sonra eşimi aradım. Öğretmeni nasıl biriydi? Sınıf kalabalık
mıydı? Bunlar kafamdaki sorulardı. Eşim öğretmenin ismini söyledikten sonra
hemen internetten, oturduğum yerden - ben o parmaklarıma ne diyeyim bilmiyorum-
araştırdım birkaç fotoğrafa ba öğretmenin yaşının ilerlemiş olduğunu gördüm.
Zamanında emekliliğine birkaç sene kalmış bir öğretmenin son
öğrencilerindendim. Hala öfkeyle hatırladığım anılarımda dilimin ucunda.
Eşimin lise matematik öğretmeni arkadaşını aradım. O da
tanıdığı bir öğretmen olduğunu , öğretmeni değiştirebileceğim söyledi.
Ön yargılarımı da yanıma alıp 11 Eylül sabahı okula gittim. Nezaketen
oturmamı bile söylemeyen müdür yardımcısına diğer öğretmeni tanıdığımızı ve
kızımın öğretmeni değiştirmek istediğimi söyledim. Hiç bozma sen git dedi, ben
inatla iletişim kurmak için tanıdık bir öğretmene yazdırmak istediğimi söyledim.
Arkamızdan kim olduğunu bilmediğim bir kaç kişi odaya girip müdür yardımcısı
ile konuşmaya başladı ve bana inatla değiştirmeyeceğini söyleyen müdür
yardımcısı o anda tamam git değiştiriyorum, çocuğun adı ne, sen çok pişman
olacaksın ama bana asla gelme diyerek sınıfı değiştirdi.
İlk toplantımız 3 Eylül Perşembe günü oldu. Yanımızda çocuklar
öğretmen anlatıyor biz duymuyoruz, evraklarını tamamlamayan öğretmenin dışarı
gidip gelmesiyle ortalama 30 dk. Sonra bitti. Elimizde okul aile birliği hesap
numarası, haftalık beslenme listesi ve alınacaklar listesi kaldı.
Şu an kafam allak bullak kızımın hayatını mahvettiğimi,
önyargılarımla hareket ettiğimi ve doğru olmayan bir karar verdiğimi
düşünüyorum.
Ne bekliyordum?
Çocuklar yanımızda olmamasını (daha sağlıklı iletişim
kurabilmek için),
Evraklarının hazır bir şekilde yanında olmasını.
Sanki önemsizmişiz gibi hissetim.
Şimdi !
Bu yıl en azından aralık ayına kadar okuma ,yazma
olmayacakmış.
Ders kitapları geçen yılın müfredatına göre olduğu için
sadece Fen Bilgisi kitabı kullanılacakmış. Dersler resim çizme, oyun hamuru,
şarkılar, oyunlarla geçecekmiş.81 (seksen bir) aylık olan kızım zaten geçen yıl
bunları yaptı. Canı sıkılırsa, bunalırsa, okumaktan, öğrenmekten vazgeçerse…
Sınıf mevcudu çoğunlukla; ana okuluna gitmemiş ve yaşça daha küçük çocuklarla dolu.
Ben kızımın eğitim hayatına çomak soktum.
Şimdi izinliyim bir hafta bolunca neler olup bitecek bilmiyorum
ama rehber öğretmen ile görüşmeyi, kafamdaki soruları çözebilmeyi umuyorum. Yoksa
bu ruh hali bana hiç iyi gelemeyecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder