25 Nisan 2015, ülkemiz; savaştan kaçan Suriye vatandaşları gelmiş. 11 yıldır Kumkapı’da özel bir poliklinikte çalışıyorum. Şimdiye kadar Doğu ve Güneydoğudan göçen kendi halkımız, Gedik Paşa, esnafının en ağır işçileriydi. Ardından hepsi patron oldular ve işler değişti.
Artık Suriye’de bir iç savaş başladı, hayatını, çocukluğunu
anılarını bırakan herkes can havliyle sınır kapılarımıza akın etti. İşte bu göç
esnasında hayatının bir parçasını ya da yaşamını bırakıp gelen, genç çocuk,
yaşlı hepsi ya Avrupa umuduyla ya da can havliyle, Gedik paş
a’nın bodrum
katlarında, en ağır işçiler olarak, sağlık güvencesi olmadan çalışmaya
başladılar.
Gördüğünüz fotoğraf; 13 yaşında Suriyeli bir gence ait o zamanlar altına bir not tutmuşum. Elleri kullandığı kimyasaldan yanmış, müdahale edilmesi için başını öne eğmiş sıra bekliyordu. Müdahale sırasında bende içeriye girip ona sorular sormuştum.
Babasını savaşta, annesi ve kardeşlerini sınırdan geçerken kaybetmiş, ardından tanıdığı birkaç kişinin yanına sığınmıştı. Tam olarak bilmiyorum ama solüsyonla çalışılan bir işte yani en ağır işte sosyal güvencesiz çalışıyordu. Elleri yanmıştı. Haftalık 100 liraya çalıştığı dün gibi aklımda, yani karın tokluğuna…
Biz halk olarak, aktörlerin; filmlerdeki dramla gerçek hayattaki rollerini ayırt edemeyiz. Bu yazı bir film tanıtımı olacaktı. Gerçek hayatta oldukları sosyal medya magazinlerindeki aktörlerin, rollerine ve oyunculuklarına hayran kaldığım bir film; KÂĞITTAN HAYATLAR.
Son sahnelerinde, gözlerimden akan yaşlara engel olmamam gerektiğini söyleyen vicdanımla, anılarımı yoğurduğum anlar…
Bu filmi seyrettiğimde kıyıya vuran çocuk cesetleri, elleri yanmış çocuk işçiler, bir zalim ev sahibin elinde kalmış kadınlar aklıma geldi…
Ve insanlığa ağladım. Bu durumlara nasıl geldiklerine, geleceğimize, siyaset batağına, nankörlüğe, vurdumduymazlığa, analara, babalara, en çokta çocuklara…
Başkasının acısıyla şükretmekse bu şükür değil!
Kim bilir kaç hayat ailesini kaybetmiş, kâğıt altında son bulmuş o son sahneyi yaşadı? Dünya iyilikle, iyilerle karşılaşınca iyi olacak, iyi yürekler hiç solmasın.
İlahi adalet sizi iyilerle karşılaştırsın!